İkinci beklediğim kişi Yorgun Adam. Bir çizgi roman karakterine benzetiyorum onu. Sabah evimin önünden geçerken başı önünde oluyor. Büyük olasılıkla işe gidiyor ama ayakları hep geri dönmek istiyormuş gibi. Akşam dönüşte de izliyorum onu. Sabahki kadar yılgın olmuyor. Yakınımızdaki marketin torbasında taşıdığı bira şişelerinin verdiği mutluluk olmalı bu. Anlıyorum, o da benim kadar yalnız biri ve şişelere tutunuyor. Ama benim gibi kurtulmaya çalışmıyor.
Onunla göz göze gelmeye çekiniyordum nedense. Denizlerden kopmuş ya da kaçmış ya da vicdan azabı çeken birine benziyordu. Daha önce böyle birini tanımadığım halde bunu yakıştırıyordum ona. İnsanlardan kaçıyormuş gibi bir hali vardı.