Herkese merhaba
Okuduğum bu iki serilik kitabın itiraf kitabında ne desem bilemedim ama bırakın yumruk yemeği, tekme tokat, dayak yemiş gibi indi beynime
Gerçek olduğunu aklımın almadığı,hatta gerçek değildir inşallah deyip dua ede ede, gözlerimin dolduğu ama yaşandığını bildiğim ve lanetler yağdıra yağdıra okuduğum bu kitabı nasıl anlatırım bilemedim.
Tam otuz yıl sonra terk ettikleri Yunanistan'a ve analarına dönmek zorunda kalan kardeşler anneleri Vangelio'nun öleceğini ve evlerinden yol geçeceği haberi gelip imza atmalarının gerektiği bir telefon alırlar ve üç kardeş Yunanistan'a gelir ve ikinci kitap itiraf başlar. Vee işte o yumruğu bu kitapla yiyiyorsunuz
Kitapla ilgili anlatılacak o kadar çok şey varki, neyi nasıl anlatsam bilemedim. Bu yüzden eğer ki mideniz kaldırırsa, yüreğiniz, sabrınız dayanırsa buyrun Dimitra,Anastasia ve Mirta'nın hayatına, yaşadıklarına ortak olun derim.
#yaşayankitaplarımız
Acı çekmek istemiyorsan önce bağışlamayı öğrenmen gerek. Bağışlamak için de bunu istemelisin, bunu istemek için de anlamalısın, an- lamak için de bilmelisin.
Kitap Yunanistan'ın bir köyünde geçiyor. Yine sağlam psikoloji gerektiren, sinirlerinizi aşırı derecede yıpratacak bir kitap... Köylü ve cahil bir adamın henüz çocuk yaşta bir kızla evlenmesi ve ardından gelişen şiddet ve istismar içerikli olayları anlatıyor. Kitap gerçekten çok korkunç beni en etkileyen ve yıllar önce okumuş olmama rağmen hala aklımda kalan bazı detaylar var. Mesela annenin tüm bu olanları bilmesi, 3 kızına yapılan işkencenin istismarın asla önüne geçmemesi, bütün bunlara sessiz kalması, kör, sağır, dilsiz olması ve en kötüsü de kızlarını kendine rakip görmesi unutamadığım korkunç bir detay. Bir de baba karakterinin düzenli olarak kiliseye gitmesi ve dindar birisi olarak bilinmesi, bu maskenin ardına saklanması, böyle bir şeyi yapabileceğini asla ihtimal verilmemesi bence çok önemli detaydı. Kızların birbirlerine destek olması çok güzeldi ancak yıllar sonra bile hala yaşadıkları korkunç olayların etkisi altında hayatlarını sürdürmek zorunda kalmış olmaları çok üzücüydü kitabın sonunda beni etkileyen mahkeme sahneleri vardı gerçekten emsal niteliğinde bir karar verilmişti. Mutlaka okumalısınız.
Bazı tabular zihinlerimizde çok derin kök salmışlardır. Çıkarıp yaksak bile yeniden köklenirler. Dar kafalıların ve kültürsüz insanların ürünleri olan tabu ve önyargilar kültürlü kişileri de etkiler.
Birinci kitabı okumuş, ama o kadar da başarılı bulmamıştım. Ama bu kitap gerçekten güzel.
Üç kız kardeşin dram dolu hayatı anlatılıyor. Okuyunca, hayatta böyle babalar da olur mu diyorsunuz. Harika bir kitap, mutlaka okuyun.
Olaylar nihayet ortaya çıkıyor. Ve adalet yerini buldu mu bulacak mı diye beklerken kitabın sonuna nasıl vardığınızı anlamıyorsunuz. Keşke ne yazık ki yaşanan benzer hikayeler de benzer şekilde son bulsa. Adalet yerini bulsa suçlular cezasını çekse ve masumlar hakkettiği mutluluğa kavuşsa. O pislik insanın akıbetini okuduğumda yüreğim nasıl huzura kavuştu nasıl ohhh dedim tarif edemem. Türkiye şartlarında olaylar bu şekilde gelişse acaba yine de yargı kararı kadından yana verir miydi diye düşünmeden edemedim. Bilinmeyen kapılar ardında ne hayatlar yaşanıyor, ne acılar çekiliyor. Dilerim her türlü acı bir şekilde son bulur.
Annemizin bağırıp çağırması, bir babanın kızlarına tecavüz etmesi ve ona doğurduğu çocukları öldürmesi için değildi, kocasının artık yanında olmadığındandı.
Ve güller sorduklarında...
Karar veremiyorlardı dallarını hangi elin keseceğine ..
Sadece dikenleri onları koruyacaktı büyükdüklerinde...
Ve o zaman akacak olan kan,
Toprağın daha da içine değin,
Yeri ıslayacaktı lav ve alevlerle...
Kesinlikle psikolojisi normal olan birinin okumadı gerekiyor şayet öyle yereler dokunmuş ki insanlığın insanlıktan nasıl çıktığı bir olaylar bütününü anlatıyor
Ne denilebilir bilmiyorum. Acı içinde çocuklukları ellerinden alınan 3 kız kardeş. Hayatın en ağır yükünü çok küçük yaşta omuzlarına almış,en güvenmesi gereken babaları iken en büyük iğrençliği şiddeti baba denen yaratıktan görmüş ve bütün bu olanlara sessiz kalan bir anne.. çocukları için parmağını bile kıpırdatmayan,onları kendine rakip gören bir anne. Her sayfasını üzülerek ve içimde bir parça koparak okuyorum.Gerçek hayatımızda da bunun gibi iğrenç olaylar olmaya devam ediyor malesef . Çaresiz çocukların çığlıklarını kimse duymuyor. Yazar bu tür yaşananları çok güzel kaleme almış. Kitabı okumaya devam ediyorum ve her satırda şu an bunları yaşayan çocuk varmı dır diye düşünmekten kendimi alamıyorum..