Adalet ya soylu yüceliğin onurundan uzak, tatsız ve edepsiz bir erdemdir ya da en azından iki çeşit adalet vardır: Birincisi; bayağı, yerlerde sürünen ve dolayısıyla insanlığın en düşük tabakasına hitap eden, bu yüzden sınırlarını aşmaması için bir sürü zincirle sımsıkı zapt edilmesi gereken adalettir. İkincisi ise ayaktakımına hitap eden adaletten daha görkemli olduğu için krallara münhasırdır. Bu nedenle yasal ya da yasadışı olan her şey yalnızca kişinin taleplerine ve keyfine göre belirlenir.
Günü ve geceyi yirmi dört saate yayan Ütopyalılar bunun altı saatini çalışmaya ayırmıştır. Üç saat yemekten önce, üç saat de yemekten sonra çalışır; biraz dinlenmenin ardından öğleden sonraki sekizinci saatte yatarak sekiz saat uyurlar. Çalışma, yemek yeme ve uyumadan arta kalan zamanlarda dilediklerini yapmakta serbestlerdir. Ancak bu saatlerini lüks içinde veya avarelikle heba etmezler; kendi ilgi alanlarına göre, ki çoğu için bu okumaktır, çeşitli elle tutulur işler yaparlar. Her sabah gün doğmadan önce katılımın zorunlu olmadığı fakat ilime meraklı kişilerin tercih ettiği halka açık eğitimle düzenlenir.