Üvey Anneye Övgü

Mario Vargas Llosa
Her gece yaptığı gibi, "Mutluluk vardır", dedi kendi kendine. Evet, yeter ki insan onu bulabileceği yerde arasın.
Sayfa 32
Aslına bakarsanız hep böyledir, düşle gerçeğin yürekleri birdir, ama yüzleri geceyle gündüz, ateşle su kadar farklıdır.
Sayfa 20
Reklam
Peki, mutluluk var mıydı?
Sayfa 34 - Can, 2. Baskı, 1994
Şöyle bir mezar taşı yazısının kendisi için biçilmiş kaftan olacağını düşündü: “Burada, karısının dölyatağına ve diline olduğu kadar karın duvarına da aşık olmayı başaran Don Rigoberto yatıyor!” Mezar taşına böyle yazılsa yalan mı olurdu?
Sabahlığını sırtına almayı unutmuştu, incecik siyah ipek geceliğinin içinde çırılçıplaktı, vücudunun diriliğini hala koruyan dolgun beyaz kıvrımları sokaktan vuran ışıkların yer yer aydınlattığı loşlukta uçuyordu sanki.
… birden üveyoğlunun gözlerinde mutlulukla şaşkınlık arasında gidip gelen ve göğüslerinde donakalan bir bakış sezinledi - yoksa ona mı öyle geldi?-
Reklam
Şaplak vuruyormuş gibi yaparak sol elini Don Rigoberto’nun karnına indirdi, ama eline gelen kocasınınki oldu, dikilmiş küt küt atıyordu.
Kocası, geceliğini yukarı sıyırmış, bir yandan memelerini öpüyor, bir yandan da düzenli, değirmi hareketlerle kalçalarını okşuyordu.
Dona Lucrecia’nın bacaklarını elleriyle tutup azgınca ayırdı. Ata biner gibi üstüne oturttu, yarıp içine girdi.
Dona Lucrecia, iri ve dik memelerini, kalkık meme uçlarını, inceliğini hala koruyan belinden bir meyvenin iki yarısı gibi açılıp aşağı uzanan kalçalarının geniş kıvrımlarını, baldırlarını, poposunu tüyleri alınmış koltuk altlarını, tek bir benin bulunduğu uzun, pürüzsüz boynunu okşarcasına sabunlanıyordu. Banyoda her sabah yaptığı gibi, “Hiç yaşlanmayayım,” diye yakardı.
Reklam
… yukarıya, yatak odasına çıkıp uzun uzun seviştikten sonra uykuya dalmışlardı. Sabahın ilk ışıklarıyla uyanır uyanmaz bir kez daha sevişmişlerdi.
İnsan, kötülüklerini, sırmalı kaftan gibi geçirmeli sırtına, yakıştırmalı. Farkında olmadığı, umursamaz göründüğü bir ayla gibi.
Boş vakitlerinde en sevdiği uğraş, bir erotik resimlere bakmaktı, bir de beden temizliği; ruh temizliği Don Rigoberto’yu çok daha az ilgilendiriyordu.
Ben, yüzyıllar sonra Türkiye adını alacak bölgenin orta yerindeki, İonia ile Karia arasındaki küçük bir ülkenin, Lydia’nın Kralı Kandaules.
Dilden dile dolaşan hikayeler, yüzyıllar sonra Türkiye adıyla anılacak ülkenin bu küçük güney krallığının bir parçası oldu çıktı.
Resim