Uygarlık ve kapitalizm, ezelden beri var olmayan ve belki de ebediyete kadar sürmeyecek iki kavram, daha doğrusu bu iki kelimenin arkasında gizlenmiş veya açıkta duran, koskoca iki kavram ailesi, soyu. Nereden geldiler, nereye gidiyorlar? Hangi dilsel ve zihinsel ihtiyaçların ürünü olarak belirdiler ve gene hangi ihtiyaçların doğrultusunda değiştiler, değişiyorlar; zenginleştiler ve zenginleşiyorlar? Bu ihtiyaçların arkasında hangi somut ve maddi unsurlar yer alıyor? Lucien Febvre, bu kitapta bir araya getirilen yazılarında kavram tarihçiliğinin yanı sıra, zihniyet ve duygu tarihçiliğinin de ilginç örneklerini sunuyor.