Uygarlık Toplum ve Din

Sigmund Freud

Uygarlık Toplum ve Din Sözleri ve Alıntıları

Uygarlık Toplum ve Din sözleri ve alıntılarını, Uygarlık Toplum ve Din kitap alıntılarını, Uygarlık Toplum ve Din en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çoğu aile de erkekler sağlıklıdır ama toplumsal bakış açısından istemenmeyecek derecede ahlaksızdır oysa kadınlar yuce gönüllü aşırı incelmiştir ama ağır derecede nevrotiktir.
Navigarenecesseest, viverenonnecesse; denizlere yelken açmak gereklidir, yaşamak gerekli değildir.
Reklam
Yanılsamalar için niteleyici olan şey onların insan isteklerinden türemiş olmalarıdır.
Sayfa 178Kitabı okudu
Uygar eğitim içgüdüyü yalnızca geçici olarak, evliliğe kadar, baskılamaya kalkışabilir; niyeti o zaman kullanmak için evlilikten sonra onu özgür bırakmaktır. Ama içgüdüye karşı önlemler onu biçimlendirme girişiminden daha başarılıdır, bu nedenle baskılama sıklıkla çok ileri gider, sonunda da özgür bırakıldığında içgüdünün kalıcı biçimde sakatlanmış olması gibi istenmeyen bir sonuç elde edilir.
Hiçbir şey gözlemlerimizi kendimize yöneltmekten ya da düşüncemizi düşüncenin kendisini eleştirmeye uygulamaktan uzak tutmamalı.
Sayfa 183Kitabı okudu
Bir Yanılsamanın Geleceği
İnsanlar, şimdiki zaman kendilerine gelecek hakkında bir yargıda bulunacakları iyi bir izleme noktası sağlamadan önce kendilerini ondan belli bir uzaklığa yerleştirmek zorundadırlar yani şimdiki zaman geçmiş haline gelmelidir.
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
Yanılsamaları bizi hoş olmayan duygulardan koruduğu ve bunun yerine doyumların keyfini yaşamamıza olanak verdikleri için hoş karşılarız. O zaman ara sıra gerçeğin bir kesimiyle çarpışıp kırıldıkları için yakınmamamız gerekir.
Kent yaşamı durmadan daha karmaşık ve daha huzursuz bir hal alıyor. Tükenmiş sinirler, dinçleşmeyi artmış uyarılmada ve bol baharatlı hazlarda arıyor ve sadece daha da tükenmiş hale geliyor.
Dorlion Yayınevi
Genel olarak konuşacak olursak uygarlığımız içgüdülerin baskılanması üzerine inşa edilmiştir.
İlginç bulmamla beraber hak verdiğim bir yaklaşım.
Çocuklar olarak en belirgin benciller olanlar pekala toplumun en yardımcı ve özverili üyeleri haline gelebilirler; duyarlıkçılarımızın, insanlık dostlarının ve hayvan koruyucuların çoğu küçük sadistlerden ve hayvan eziyetçilerinden evrimleşmiştir.
Reklam
Rüyalar
Zihinsel yaşamın esnekliğinin mükemmel bir örneği her gece amacımız olan uyku durumu tarafından sağlanır. Saçma, hatta şaşırtıcı düşleri bile yorumlamayı öğrendiğimizden beri ne zaman uyusak güç kazanmış ahlâkımızı bir giysi gibi çıkardığımızı ve ertesi sabah yeniden giydiğimizi biliyoruz. Bu soyunma kuşkusuz tehlikeli değildir çünkü felç olmuşuzdur, uyku durumu tarafından eylemsizliğe mahkum edilmişizdir. Duygusal yaşamımızın gelişimin en eski evrelerinden birine, gerilemesi hakkında bize bir şeyler söyleyebilen tek şey düşlerdir. Örneğin tüm düşlerimize bencil güdülerin egemen olması da kayda değer.
Yasakların kaldırıldığını bir düşünün -dilediğin kadını kendine cinsel nesne olarak alabilirsin, ona duyduğun aşk uğruna rakiplerini veya yoluna çıkan başka herhangi birisini gözünü kırpmadan öldürebilirsin, başkalarının mallarını sormadan alabilirsin: Böyle bir yaşamın ne kadar muhteşem, ne kadar doyurucu olacağını bir düşünün! Elbette çok geçmeden ilk zorluğa toslarız: Başka herkes de benimle aynı arzuları beslemekte ve bana, benim ona gösterdiğim saygısızlığın aynısını göstermektedir.
Dorlion Yayınevi
Uygarlık
Uygarlık, içgüdüsel doyumdan vazgeçme sayesinde başarılmıştır ve aynı vazgeçişi, sırayla her yeni gelenden ister. Bir bireyin tüm yaşamı boyunca dışsal zorlama sürekli olarak içsel olanla yer değiştirir. Uygarlığın etkileriyle bencil eğilimlerin, erotik öğelerin de karışımıyla, durmadan artan oranda fedakar ve toplumsal eğilimlere dönüşmesine neden olur. Son noktada insanoğlunun gelişimi sırasında kendini duyumsatan her içsel zorlamanın başlangıçta - yani insanoğlunun tarihinde yalnızca dışsal bir zorlama olduğu varsayılabilir.
İnsanlığın kolektif bireyleri arasındaki tüm ahlaki bağların gevşemesinin bireylerin ahlakında da yansımalar bulması şaşırtıcı olmasa gerek çünkü ahlak hocalarının da bildirdiği gibi bizim vicdanımız esnek olmayan bir yargıç değildir; kökeninde “toplumsal anksiyete”den başka bir şey yoktur.
Eğer cinsel içgüdünün bu evrimi akılda tutulursa uygarlaşmanın üç evresi ayırt edilir : 1. Cinsel icgüdünün üreme hedeflerine aldırış etmeksizin özgürce uygulanabildiği evredir 2. Üreme hedeflerine hizmet eden dışındaki tüm cinsel içgüdünün baskılandığı evredir 3. Cinsel hedef olarak yalnızca yasal üremeye izin verilen evredir Bu 3. evre günümüzdeki " UYGARLAŞMIŞ" cinsel ahlakta yansımasını bulur.
628 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.