Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.31
Uygarlıkların Batışı
Amin MaaloufUygarlıkların Batışı Reviews
You can find Uygarlıkların Batışı reviews, Uygarlıkların Batışı book reviews, Uygarlıkların Batışı ratings on 1000Kitap.Tarih kitaplarında sürekli Osmanlı İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü coğrafyalar anlatılır. Ama imparatorluk sonrası bu milletlerin tarihleri ve imparatorluğa bakış açıları anlatılmaz. Yazarın evebeynlerinin memleketi olan Mısır ve Lübnan’ın ve de diğer Arap ülkelerinin meşhur altı gün savaşı sonrası halklarında meydana gelen yenilgi hissi ve bir daha İsrail’e karşı harekete geçilemeyeceğine dair oluşan çaresizlik detaylarına kadar anlatılmış. Yazara göre doğduğu Lübnan’ın geleceğine dair herşey makus talihi olarak dışarıdan bir buyrukla geldi. Eskiden Babıali’den şimdi Washington’dan , Moskova’dan... İlk kez öğrendiğim bir bilgi olarak da Mısır’ın otoriter Nasır yönetimi tarafından Suriye ile geçmişte Birleşik Arap Cumhuriyeti adı altında birleşmiş olması oldu. Dünya’da özellikle son yıllarda Abd’de meydane gelen muhafazakar devrimlerin getirdiği kimlik bunalımının insan yaşamına ve dünya barışını sekteye uğratması açıklığa kavuşturulmuş . Ayetullah Humeyni’nin İran devriminden önce Irak’ta kalması sonra Fransa’ya yerleşmesi ve de ordan İran’a gelip Şah’ı devirmesi enstantaneyi açık kılıyor. Kitabın sonlarında da hükümetlerin güvenlikçi politikalardan dolayı özel yaşantıların takip edilmesinin hatta bunların kayıtlarının tutulmasının artık normalleştiği ve bunun gelecekte ne gibi bir soruna yol açacağının bilinmediğine dair eleştirel bir yaklaşım sunuyor .İçinde bulunduğumuz komşu ülkelerdeki olayları irdelemek isteyenler için okunmaya değer sıkmayan bir kitap.
İnsanlık İçin Bir Taziye
Muazzam bir ilerleme öyle ki katlanarak sürüyor. Beraberinde iklim felaketlerini, ırk düşmanlıklarını, salgınları getirirken özgürlük düşüncesini yok ediyor.
Amin Maalouf Çok kültürlü Lübnan topraklarında doğan ve buradan beslendiğini dile getiren bir yazar.
"Ölümcül Kimlikler" ve "Çivisi Çıkmış Dünya" da anlatmak istediklerini tarihsel olgu ve olayların bir bir üzerinden giderek gördüğü "gerçek"i dile getiriyor. Yıllar önce 1979 ları konuşmak ve değerlendirmek bir tarih öğrencisi için zordu. Bu günden bakınca "muhafazakar devrimler" in domino taşı etkisi yaratacak yılın 1979 olduğunu söylemek kolaycılığına kaçmamış yazar. Bir bir üzerinden gitmiş, derinlikleri ölçmüş.
Ve bir taziye aslında; "süper güç olarak anılsa da ahlaki inandırıcılığını kaybetmekte olan Amerika, çağımızın en umut verici projelerinden biri olarak sınırları kaldırmayı amaçlayan ancak bugünün parçalar bugün parçalanmanın eşiğine gelmiş Avrupa Birliği, umutsuzluğa kapılmış ve herkesin kendisinden nefret ettiği yanılsaması içinde dünyaya sırt çeviren Arap Müslüman alemi, yeni süper güç olma yolunda silahlanmada dahil her alanda büyük ve çamurlu adımlarla birbiriyle yarışan Çin, Hindistan, Rusya" için bir taziye.
Geçmiş olsun insanlık, artık pusulaların da bitmiş.
Amin Maalouf kendi hayatini baz alarak ve bilhassa Kahire ve Beyrut temelli doğu Akdeniz Bölgesi üzerinden yakın tarihteki tüm gelişmeleri ele alıp değerlendirdiği değerli bir eser. Deneme türündeki bu eserde gerçekler acı şekilde ele alınmış olup yakın ve uzak geleceğe de melankolik açıdan bakılmıştir. Ancak ümitli olmayı isteyen yazar insanlık denen mefhumun kaybolmasından ürkmektedir. Eser 2019 yayınlandığı için acaba Nisan/2020 tarihi itibari ile yada daha ileri tarihde yayinlansa yada ele alınsaydı daha farklı olur muydu diye düşündüm. Ama bu haliyle de anlık halimizi anlatan bir eser olmuş. Öte yandan tüm dünya ülkelerinde ahlaki liderlik yapacak ülke ve toplumun olmaması da yazarı karamsarlığa iten sebepler arasında yer almıştır.
Büyük yanılgı
Öncelikle 8 gün ayırdığım için üzgünüm bu kitaba. Bu tür kitapları bir en fazla iki günde okurum. Kitabın isminden de anlaşılacağı gibi, dünyamızın yok oluşa sürüklendiğini farklı deliller sunarak önlem alınması gerektiğini söylüyor yazar. Aklıma artık Hitler’in hüküm sürdüğü için, dünyanın yaşanılamayacak hale geldiğini söyleyerek intihar eden
Kitabın ilk bölümünde yazar 6 gün savaşları sürecinin öncesinde ve sonrasında yaşananları kendi ailesi üzerinden anlatırken Arap dünyasının- bilhassa Lübnan/Mısır ekseninde- yaşadığı tecrübeleri ve bu deneyimlerin getirdiği sosyolojik etkileri kaleme alıyor. Şahsi görüşüm, kitaptan öğrenilecek kayda değer bilgiler olduğu, buna mukabil yazarın çeşitli noktalarda samimiyetsiz davranıp gerçek duygularını doğru yansıtmadığıdır. Aslında bir çok eserinde okuyucu kitlesini geniş tutabilmek için her kesime çiçekler sunması benim açımdan dikkat çekiciydi. Bu sebeple kitaba puan vermek istemedim; zira ben de tarafsız bir yorum yapmış olmuyorum.
Tarih, siyaset, sosyoloji gibi alanlara ilgisi olanlar için okunmaya değer kitaplardan biri. Yazar kendi tecrübelerine, izlenimlerine, düşüncelerine ve varsayımlarına dayanarak önce geçmişi değerlendiriyor sonrasında ise geleceğe dair şüphelerinden ve korkularından bahsediyor.
İlk iki bölümde özellikle Lübnan, Mısır, Suriye, Filistin, İsrail, Irak, İran, Ürdün gibi Doğu Akdeniz ülkelerinde yaşanan siyasi ve sosyal meseleleri, hem kendisinin ve ailesinin bizzat yaşayarak tecrübe ettiği deneyimlere dayanarak, hem de tarihsel süreç içinde edindiği bilgileri referans alarak değerlendiriyor. Üçüncü bölümde daha çok Amerika, Sovyet Rusya, Afganistan, Pakistan, Hindistan, Japonya, Çin ve Avrupa Birliği üzerinde duruyor.
Kitabın son kısmı, George Orwell'ın 1984 kitabından esinlenen yazarın bize gelecek hakkındaki endişelerini anlattığı bir bölüm olmuş. Yaptığı tespitler önemli ve düşündürücü. Şunu anladım ki, asıl düşünmemiz gereken konulardan ne kadar uzağız...
Arap Dünyasından Hızla Araplaşan Türkiye'ye Doğru Bir Önizleme
Maalouf’un daha önceden de okuduğum birçok deneme kitabında insana ve insanlığa dair büyük bir derdi olduğunu görmüştüm. Uygarlıkların Batışı adlı bu çalışmada da, Lübnan, Irak, İran, Suriye gibi Arap ülkelerindeki yozlaşma ve gerilemenin üzerinde duruluyor. Öte yandan ABD’nin ve AB’nin dünyaya huzur ve sükuneti getirmek adına ya da bu kılıfla sergilediği politikaların dünyayı iklim krizi, nüfus yoğunluğu gibi küresel sorunlara yol açtığı, bir nevi dünyanın sonunu getirdiğini de ekliyor.
Arap dünyasının İslami değerler üzerinde yükselirken çağı yakalayamayışını, bunun sonucunda da geri kalmışlığa mahkum olduğunu teker teker ülkelerden örneklerle anlatıyor Amin Maalouf. Tüm dünyada yükselen değer olan dinin, çağdaş insanlık değerlerinin önüne geçmesinin tüm dünyada çatışmaya ve küresel sorunlara da yol açtığını ekliyor.
İşte tam bu noktada, bugün gündemde olan karma eğitim yerine haremlik selamlık eğitimin tartışıldığı ülkemizde, çağdaş değerlerden kopmanın ve hızla batağa sürüklenmenin eğitim konusu üzerinden vücut bulduğunu görüyoruz. Bu bağlamda Uygarlıkların Batışı, siyasal İslamcıların egemenliğinin güçlenerek devam etmesi halinde ülkemizde yaşanacak senaryolara da önemli bir önizleme sunmaktadır.
Kesinlikle okunmasını önerdiğim bir eser olarak kitaplığıma ekledim bunu da.
Yazarın ortadoğu üzerinden yalın geleceği okuduğu kitapta. Arap medeniyetin niye bir bataklıkta olduğu hala kendi içinde kırılmalar yaşamasını, Ortadoğu nun kazanan devleti İsrailin bile kazandığı halde nasıl kaybettiği hususları. Dünya için iyi bir gelecek için Avrupanın bu işi yapıp yapamayacağı üzerine güzel sorular sorup değerlendirdiği. Biraz George Orwel 1984 tadındaki kitap okumaya üzerinde uzun süre düşünülen kapıları açmakta
Öncelikle kitap başlangıcında islamafobik çok fazla cümle yer alıyor. Eski zamandan kaynaklanan mı yoksa tanıdığı İslamla bağdaştırdığı kişilerden kaynaklı mı yoksa farklı inançtan olduğu için kendine zıt bir inanca karşı olan önyargıdan mı bilemem. Tabii ki kendisi kadar o dönem ilişkilerine hakim değilim ama hakim olmak için sadece yaşamak gerek
*Hayran olduğum, külliyatını okumaya çalıştığım Maalouf’un Türkçeye çevrilen son kitabı ‘Uygarlıkların Batışı’nı büyük bir merakla okudum. Deneme yazılarının Ölümcül Kimlikler ve Çivisi Çıkmış Dünya’dan sonra üçüncü kitabı.
*‘Eskiden insanlara hiç değişmeyen bir dünyada gelip geçici oldukları duygusu hakimdi; ailenizin yaşadığı topraklarda yaşar,