"Herkes uyur. Uyku, geçmişle bugünü birbirine bağlar. Uyku sindirir, yaraları sarar. Uyku, zenginle fakiri, kadınla erkeği, insanla hayvanı eşitler. Benden başka herkesi."  Belçikalı yazar Annelies Verbeke bu ilk romanında uykusuzluk çeken Maya ile gecenin içinde karşılaştığı ruhdaşı Benoit'nın hikayesini anlatıyor. Maya önceleri yakınlarının önerdiği ballı sıcak süt, gevşeme terapisi ve çeşitli benzeri yöntemlerle uyumaya çalışır ama başarılı olamaz. Kendisini anlayamayan ve yanında mışıl mışıl uyumaya devam eden sevgilisi Remco ile yolları ayrıldıktan sonra hayatı değişir ve kendisini daha da yalnız hissetmeye başlar. Çoğunluğun evlerinde, yataklarında uyuyarak geçirdiği gece saatlerinde Maya sokaklarda gezinir. Bu gezintilerden birinde tanıştığı, kendisi gibi uyumayan Benoit için "Sadece bir uykusuzla anlaşabilirim çünkü diğerleri beni anlamıyo" diye düşünür. Roman, iki kahramanın anlattıkları kendi hikayeleri ile değişik ve derin bir boyut kazanıyor. Her iki uykusuz da tercih etmedikleri halde geceleri uyuyan, gündüzleri çalışan büyük çoğunluğun sürdürdüğü düzenli hayatın dışında kalıyor ve o noktada yan yana düşüyorlar.  Verbeke'nin karakterleri duygudaşlık beslemekten kendimizi alamayacağımız, normal bir hayat sürme özlemleri yüzünden ıstırap çeken, o özlemler ve beklentilerle dışarıdaki yüzeysel hayatın kendilerini tatmin etmeyeceğinin bilincide olan insanlar. Yazar isabetli, güçlü metaforlarla hikayesinin temelini sağlamlaştırıyor. Uyku, insanları etkilemek, güldürmek, biraz birbirlerine yaklaştırmak isteyen bir yazardan, hayata ve hayatın insana sunduğu deneyimlere derin kavrayışlı bir bakış... Bir tutam ironiyle çeşnilendirilmiş, hem özlü hem de şiirsel, sahici bir dayanışma girişimi...
Yazar:
Annelies Verbeke
Annelies Verbeke
Çevirmen:
Gül Özlen
Gül Özlen
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 31 dk.Sayfa Sayısı: 124Basım Tarihi: Nisan 2014Yayınevi: Ayrıntı YayınlarıOrijinal Adı: Slaap!
ISBN: 9789755394657Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
124 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Uyku. Bazı insanların geceleri, bazı insanların gündüzleri tattığı zevk. Bazı insanlar içinse ölüm. Sebebi uyuyamamak. Gece yatağa yattığında saatlerce boş tavana bakmak. Bir kitap açtığında okuyamayacak kadar yorgun ve halsiz ama uyuyamayacak kadar da ses çıkartan bir beyine sahip olmak. Bu kitapta da iki tane karakterin öyküsü anlatılıyor. Uyuyamayan, hayatları mahvolmuş iki karakter. Karakterimiz erkeğin annesi, oğluna gülen yüzlü yumurta yapan bir fahişe, karakterimiz kadının ise kendisi, karakterimiz erkeğin annesine benzer. Birisi barlarda kadın avlayan, diğeri ise av olan birisi. Elbet bir gün karşılaşıyorlar. Cafelerde, barlarda dans ediyorlar ve bir gün ilişkiye giriyorlar. Ardından birbirlerini hiç görmüyorlar. İkisi de çok şey yaşıyor nihayetinde ve sonunda... İki mahvolmuş hayatın neşesiyle karşılaşıyorlar. Adam kadına gülen yüzlü yumurta yapıyor ve ağzından o kelimeler çıkıyor. "Anneme benziyorsun" Kitaptan güzel iki alıntıyla bitirmek istiyorum: Gecelerim bulabildiğim en karanlık barlarda, üzerlerinde kö­peklerin pireleriyle dolaşan adamlar ve doğmamış bebeklerini iç­kiyle boğmak isteyen kadınların arasında geçiyor. “Hayatın canına okumasına izin verme dostum” dedi büyük bir ciddiyetle. “Başına gelenlere boyun eğmek zorunda değilsin. Haya­tta bazen dişlerini, bazen de kıçını göstermelisin. Ben dünyayı gez­dim, para kazandım ve kendimi ispat etmek için en güzel kadınları becerdim, hem de bu gözümle. Hayatla başa çıkmayı öğrenmelisin.
Uyku
UykuAnnelies Verbeke · Ayrıntı Yayınları · 2014160 okunma
Reklam
124 syf.
·
Puan vermedi
Başlangıç ve bitiş arasındaki çizginin belirginsizleştiği, birisinin hikayesiyle diğerinin hikayesinin, durumların ve olayların iç içe geçtiği bir kitap. Hayat da böyle değil mi? İki insanın etkileşiminin ve bu etkileşimde geçmiş ve güncel travmalarının etkilerini izliyoruz kitapta.
Uyku
UykuAnnelies Verbeke · Ayrıntı Yayınları · 2014160 okunma
124 syf.
4/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Arka kapakta tanıtımın verdiği heyecanı, etkiyi kitabın sayfaları ilerledikçe kaybettim. İlk sayfalarda uykusuzluğun psikolojik yıkımlarını iki ayrı insanın da uykusuzlukla nasıl başa çıktıklarını daha doğrusu çıkamayışları güzel yansıtılmış. Benoit’in çocukluk hikayesi, ikilinin tanışmaları vs her şey güzel giderken, kitapta bir anda bir kopukluk yaşanıyor. İki ayrı insanın, ayrı ayrı kendi gözlerinden yaşadıkları, başlarına gelenler ifade edilmeye çalışılıyor. Fakat bu kafalarda soru işaretlerine “ee noldu yani şimdi” falan dedirtiyor. Yazar, yer altı edebiyatı kitabı olsun diye, her dip konudan biraz ondan biraz bundan serpiştirmeye çalışmış ama 120 sayfaya bu kadar derinlik katmak, bana göre akışı bozmuş. Ama yine de hakkını yiyemem okunmaya değer, anlatılanlar içimde iz bırakabildi.
Uyku
UykuAnnelies Verbeke · Ayrıntı Yayınları · 2014160 okunma
124 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Konusu ilgi çekici olmakla beraber kitabın sonuna doğru bitiminde ne olacağını çok rahat bir biçimde tahmin ediyorsunuz. Yazarın kalemi iyi cümleleri hoş. Bir çok alıntı yapılabilecek şekilde. Fakat muhtemelen yazarın ilk romanı olduğu için özellikle kitabın başlarında -belki de sonlara doğru alıştığımdan başlarında göze batmıştır- bazı noktalarda kopuyorsunuz. Bir paragraf veya bir sayfa geriye gidecek kadar değil ama yine de bir "ne oluyor?" "Olay buraya nasıl geldi?" tarzında düşüncelere kapılabiliyorsunuz. Ağır bir kitap okuduktan sonra biraz zihnini dinlendirmek isteyenlerin aradığı türden bir kitap.
Uyku
UykuAnnelies Verbeke · Ayrıntı Yayınları · 2014160 okunma
Reklam
128 syf.
3/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Uykusuz insanlar! Bu kitabı okuduktan sonra kendinizi karanlıkta eskisi kadar yalnız hissetmeyeceksiniz. Bu size korku değil, aksine mutluluk versin. Başını kafa karışıklığıyla okumama rağmen sonu beni çok duygulandırdı ve memnun etti.
Uyku
UykuAnnelies Verbeke · Ayrıntı Yayınları · 2014160 okunma
124 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Ayrıntı yayınlarının 56 eserden oluşan yeraltı serisi benim en sevdiğim seridir ve bu kitap o seriye ait. 128 sayfadan oluşup içerisinde dünyalar barındıranlardan. Bu kitapta 2 kişi üzerine kurgulanmış. İkisi de uykusuzluk yaşayan kişiler. Ve uykusuzluğun nasıl kötü bir illet olduğunu yaşayanlar bilirler sanırım. Bende dönem dönem bunlardan biri olduğum için kitap beni daha çok etkiledi tabii. Kitaptan alıntılar bu kitabı anlamanıza daha faydalı olur diye düşünüyorum. Bir fahişe annenin çocuğunun gözünden mesleği böyle kaleme alınmış; "'Sen çok özel bir ahçısın' dedim yüksek sesle. 'Yemeklerini sadece erkekler için pişiriyorsun. Öyle güzel yemekler yapıyorsun ki, onlar çok yedikleri için yemekten sonra gidip yatağımızda dinleniyorlar ama sonra midelerinin ağrısından yatakta kıvranıyorlar!'" Keşke çocuklar kadar masum kalabilseydik. En sevdiğim alıntılardan biri ise şu oldu; "Vazgeçmek,insana kendini boşlukta hissetmesine dayanan bir gelecek hayali sunuyor. Bundan dolayı geçmişimiz,korunmasız anılarımız da gene aynı boşluktan kafamıza düşerek geri geliyor. Ancak bu,cesaretli bir şekilde sahnelenmiş temizlik eyleminin gerekliliğini hafifletmiyor. Her ne kadar uydurulmuş da olsa,atmak, yer açıyor." Şiddetle tavsiye ettiğim eserlerden. Kaybedenlerin, hayata 1-0 yenik başlayanların veya sonradan hayatı altüst olan insanlarla bir arada olmayı seviyorsanız bu seri tam size göre. Ben ara ara okuyorum bitmesin diye... Herkese keyifli okumalar dilerim
Uyku
UykuAnnelies Verbeke · Ayrıntı Yayınları · 2014160 okunma
124 syf.
2/10 puan verdi
Kopuk. Belki çeviriden kaynaklı bilemiyorum. Gerçekten sayfalar arası kopukluktan bahsetmiyorum. Çoğu cümle birbirinden çok kopuk. Yeraltı edebiyatının o mesafeli ama bi o kadarda düşüncelerle sizi saran yanını bu kitapta yakalayamıyorsunuz üzüldüm.
Uyku
UykuAnnelies Verbeke · Ayrıntı Yayınları · 2014160 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.