Bizler hep bölük pörçük yaşarız. Yemek yememiz gerekir. Yedik mi de üstümüze bir sindirim rehaveti -veya hazımsızlık- çöker. Hava almamız gerekiyor, yoksa düşüncelerimiz ağırlaşır, aptallaşır, çıkmaz sokaklara girer. Dikkatimiz hem içimizde hem dışımızda bin farklı yöne dağılır. Sonra onu mahmurluk ve uyku izler. İnsanlar adeta uyumak için yaşarlar. En iyi durumlarda bile günümüzün ne kadar ufak bir bölümü kendimize aittir!