Uykuların Doğusu

Hasan Ali Toptaş

Sayfa Sayısına Göre Uykuların Doğusu Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Uykuların Doğusu sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Uykuların Doğusu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“(...) içimdeki hikâyenin hangi cümleden başlayacağını bilemiyordum...”
Başka bir deyişle, şehir her zamanki gibi engin maviliklerden oluşan berrak bir göğün altında sere serpe yatıyor, hayat dediğimiz şu muhteşem dağınıklık da, genişliğini bir kez daha yineleyerek, kendi bildiğince akıp gidiyormuş.
Sayfa 7 - İletişim Yayınları
Reklam
Sonra, işte ben böyle bakarken, Haydar pat pat öten kocaman adımlarla varıp büfenin yanında durdu ve çevresindeki insanlara dönerek, yuvasından fırlayıveren telaşlı bir kâhin edasıyla, kaçın yağmur yağacak, kaçın yağmur yağacak, kaçın yağmur yağacak, diye bağırdı. O sırada, demir parmaklıkların gerisinden görebildiğim kadarıyla, kimse dönüp bakmadı ona. Sesini bile duymadılar belki, duydularsa anlamadılar, anladılarsa umursamadılar ve yanından yöresinden, birbirine karışan rüzgarlı adımlarla geçip geçip gittiler. Haydar da, durduğu yerde pek durmadı zaten, buharlaşmış gibi, birdenbire kayboldu. Sonra, işte onun kaybolmasıyla birlikte, benim burnuma da acayip bir yağmur kokusu geldi sanki. Dahası, ben oturdukça yoğunlaştı bu koku, ben baktıkça yoğunlaştı, ben sustukça yoğunlaştı ve sonunda ıslak ıslak gitti, içimdeki uğultuların içine bile karıştı. Zavallı gövdemin çeşitli köşelerine yağmur yağıyormuş gibi oldu bir bakıma. Hatta, bu yağmur giderek azıtıyor, azıtınca ortalığı sel suları kaplıyor, kaplayınca da bu sular bir araya gelerek, uzak bir zamanın derinliklerine doğru gürül gürül akıyormuş gibi oldu. İşte o zaman, ben de, bir an için bu şehri harabeye çeviren yıllar önceki yağmuru düşündüm. Biliyor musun, o gün havada bir tek bulut bile yokmuş aslında.
Daha sonraki olaylara geçip kelimeden kelimeye seken şu aklımı sel sularına kaptırmadan önce hemen belirteyim ki, bu uzun boylu adam, sanıldığı gibi hiç de pısırık değilmiş aslında; tam tersine, belki de dünyanın en çalışkan insanıymış. Çalışkanlığının yanı sıra, mesleğinin incelikleri hakkında kellifelli emektarlara taş çıkartıp herkesin ağzını açık bırakacak türden engin bir bilgisi de varmış üstelik; korkunç mu korkunç bir yeteneği, kolay kolay elde edilemeyecek bir deneyimi ve hemen her zorluğun üstesinden gelebilecek büyüklükte, şaşılası bir azmi de varmış.
“(...) bilirsin, sabrın sonu selamettir...”
“(...) hayatın kıyısına çekilip zaman zaman kayıtsız gözlerle zamanın işleyişini seyreden, alabildiğine uzak ve sessiz bir hayalete benzermiş oralarda gezinirken.”
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.