Dostoyevski'yi biyografik veya edebi şahsiyeti açısından değerlendirme gafletinde elbette bulunmayacağım.
Bu hikayenin kendisinin beklenmedik bir şekilde beni duygusal anlamda ne denli kendine çektiğini, bana ne kadar dokunduğunu da izah edebileceğimi sanmıyorum.
Ne diyor İsmet Özel:
"Boşa çıksın reislerin, kahinlerin, şairlerin kuvveti
Güler yüzlü olmak neydi onu hatırlayın!"
Nihayet, yere batsın yasalarının, kanunlarınız, ağız ucuyla yapılmış her ne varsa batsın yere anlamında haykırma zorunluluğu hisseden bir adamın mecburi eşi, uysal kız.
Uysal olmak zorundasınız. İtiraz eden kadın ata erkil tüm söylemlerde cehennemliktir. Aa bi dakika ya, itiraz etmeseniz bile ya cadı diye yakarlar ya insan mısınız diye tartışırlar ya da peşin hükümle burada yakamayınca sizi zebanilerle anarlar...
Neyse, ne diyorduk;
Batsın yere!