Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Uzak Diyarlarda

Jack London

Uzak Diyarlarda Sözleri ve Alıntıları

Uzak Diyarlarda sözleri ve alıntılarını, Uzak Diyarlarda kitap alıntılarını, Uzak Diyarlarda en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
... Konuşman, sözün sohbetin doğru, mertceydi. Senden gurur duydum hep. Öyle ki senden başka bir şey düşünemez, senden başka hiçbir şey göremez olmuştum. Yüreğim de kafam da seninle dopdoluydu. Sen benim için pırıl pırıl yanan bir yaz güneşi gibiydin. Nereye baksam o güneşi görüyordum. Ama senin yüreğin buz gibiydi bana karşı Charley. Orada zerre kadar yerim yoktu benim. "Ben de ona şöyle dedim: - Doğru, haklısın. Buz gibiydi yüreğim sana karşı. Orda zerre kadar yerin yoktu senin. Ama eskidendi bunlar hep. Şimdi değil. Hani baharda, güneş çıkar da, buzlar erir ya, yüreğim öyle oldu şimdi. Eriyiverdi. Yumuşayıverdi. Bütün buzlar çözüldü artık. Sular gürül gürül akar oldu. Yeşil yeşil birtakım şeyler tomurcuklandı, boy verdi. Kınalı kekliklerin kanat seslerini, saka kuşlarının ötüşünü duyuyoruz artık. Her şey güzel, her şey tatlı. Kış mış kalmadı artık Passuk. Ve ben bir kadının erkeğine duyduğu aşkın n'olduğunu öğrendim.
Sayfa 110 - Milliyet yayınlarıKitabı okudu
Bundan şu çıkıyordu ki bir kişi dostluğun d'sini bile bilmez ama soylu biri olabilir!
Reklam
Günlük hayatın o bayatlaşmış incelik kurallarını bırakıp; onların yerine hoşgörüyü, fedakarlığı, sabrı koymak gerekir. Böyle bir kişi teşekkürü-meşekkürü iplemeyecektir artık; bunu, ağzını açmadan yapacaktır. Yani söyleyeceği bir şeyi elle tutulur, gözle görülür biçimde söyleyecektir. O paha biçilmez hazineyi, gerçek dostluğu da böyle kazanacaktır işte.
Hüzün başka iklimlerde doğanın üstüne çöktüğü zaman yine de bir umut kırıntısı insanın yüreğini gönendirecek bir ışık, eksik olmaz pek.
Tanrı iki arkadaşı nasıl bunca bir-birinin aynı yaratmıştı şaşıp kalıyorlardı buna.
Reklam
Hayat
"Akıl alacak şey değildi şu hayat yani. Uzun uzun düşündüm bu konuda ben. Ama bulamadım sırrını. Düşündükçe aydınlanacağına, daha içinden çıkamaz gibi oluyor. "Ne var da bunca yaşamak istiyoruz sanki? "Hayat herkesin ütüldüğü bir oyun bence. Yaşamak ne ki? Yaşlılık omuzlarımıza çökünceye, ellerimiz sönmüş ateşlerin külleri üstüne düşünceye kadar hep çile çekmek, hep yorulmak değil mi? "Hayatta acıma insaf diye bir şey aramayın hiç. Çocuk, ciğerlerine ilk soluğu acıyla çeker. Yıllar sonra ölürken, son soluğunu acıyla verir. Hayatının her gününde, üzüntüden, sıkıntıdan, çileden başka ne görür ki? "Ama o kendine kollarını açan ölüme doğru habire ilerler. Sendeleye sendeleye, düşe kalka, ölümü görmemek için kafasını geriye çevire çevire... Sonuna kadar da ölümün kucağına atılmamak için direnir. "Ölüm güzel şeydir. Hayat habire vurur, yaralar, kanatır. Ama gel gör ki bayılırız yine de ona. Ölümdense nefret ederiz. Ne garip değil mi?"
Sayfa 107 - Milliyet
Akıl alacak şey değil şu hayat yani. Uzun uzun düşündüm bu konuda ben. Ama bulamadım sırrını. Düşündükçe aydınlanacağına, daha içinden çıkılmaz gibi oluyor.
Sayfa 107 - Milliyet yayınlarıKitabı okudu
Hemen hemen yapacakları hiçbir iş olmadığından, zaman denilen şey büyük bir yük oluyordu onlara.
Tek başına ağlandığı zaman gözyaşları daha karakterlidir.
46 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.