yavaş yavaş değişen, dönüşen bedenini ağır yaralardan kurtarırken insan hep anılarına sığınmaz mı? odaların yalnızlığı, kuru çiçeklerin insanı şımartan o garip kokusu gibi gelir yerleşir iç avlunuza...zaman bir dikiş makinesi gibi zigzaglarını bırakır ağır ağır günlerin üzerlerine.