En Eski Uzaklara Giden Yol Gönderileri
En Eski Uzaklara Giden Yol kitaplarını, en eski Uzaklara Giden Yol sözleri ve alıntılarını, en eski Uzaklara Giden Yol yazarlarını, en eski Uzaklara Giden Yol yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Minibüsün arkasında üç ceset daha vardı; iki kız ve bir erkek çocuk cesedi... Oturdukları yer ve minibüsün tavanı kana bulanmıştı. Gördüğüm şeyden uzaklaşmak istedim ama yapamadım. Ayaklarım uyuşmuş, bütün bedenim donmuştu. Daha sonra adamın ailesiyle birlikte kaçmaya çalıştığını ve isyancıların arabaya ateş ederek ailesindeki herkesi öldürdüğünü öğrendik.
Sayfa 19Kitabı okudu
O akşam gördüğümüz son feci görüntü, sırtında bebeğini taşıyan bir kadındı. Elbisesine akan ve arkasından damlayan kan yerde iz bırakıyordu. Canını kurtarmak için koşarken sırtındaki bebek vurulup ölmüştü.
Sayfa 20Kitabı okudu
Biz bataklığı geçtikten sonra, asıl bela baş gösterdi, isyancılar artık havaya değil insanlara ateş etmeye başlamışlardı. İnsanların kasabayı terk etmesini istemiyorlardı; çünkü askerlere karşı kalkan olarak kullanmak üzere sivillere ihtiyaçları vardı. Bir kasabayı ellerine geçirdiklerinde, sivilleri, özellikle kadınlarla çocukları kendileriyle kalmaya zorlamak isyancıların ana hedeflerinden biriydi. Bu şekilde, askeri müdahale gecikeceği için, orada daha uzun süre kalabiliyorlardı.
Sayfa 31Kitabı okudu
Bazı insanları yakalamışlardı; cezalandırılırken canları acıdığı için attıkları çığlıkları duyabiliyordum. Bir kadının keskin ve acı dolu çığlığı ormanın içinde dağılırken, sesindeki korku, damarlarımı delerek dişlerimi kamaştırdı.
Sayfa 43Kitabı okudu
Beş gün boyunca, gün doğumundan gün batımına kadar, hiç kimseyle karşılaşmadan yürüdüm. Geceleri terk edilmiş köylerde uyuyordum. Her sabah hangi yöne gideceğime karar vererek kendi kaderimi belirliyordum.
Sayfa 54Kitabı okudu
Geceler bizimle bazen kendi diliyle konuşur; ama biz neredeyse onu hiç dinlemeyiz.
Sayfa 91Kitabı okudu
Bir gece bir şarkının sözlerini okurken uyuya kaldığımda başıma bir şey geldi. Aylardır iyi uyumamıştım ve o geceye kadar, gece gündüz Bob Marley'in şarkılarını dinleyip sözlerini yazarak oyalanmış, kabuslardan sakınabilmiştim.
Sayfa 180Kitabı okudu
Ben çocukken büyükannem, gökyüzünün ona bakıp onu dinleyenlerle konuştuğunu söylemişti. "Gökyüzünde her şey için cevap ve açıklamalar vardır; her acı, her keder, sevinç ve kafa karışıklığı için..." demişti. O gece gökyüzünün benimle konuşmasını istedim.
Sayfa 183Kitabı okudu
Geceydi, ay ile yıldızların çekilmelerini seyrederken, ellerimizi alevlere doğru uzatmış, anlatılan hikayeleri dinliyorduk. Kıpkırmızı kor haline gelmiş odunların ışığı karanlığın içinde yüzlerimizi aydınlatırken, incecik bir duman hiç durmaksızın gökyüzüne yükseliyordu.
Sayfa 241Kitabı okudu
I wanted to blame someone for this particular predicament, but there was no one to be blamed. We had made a logical decision and it had come to this. It was typical aspect of being in the war. Things changed rapidly in a matter of seconds and no one had control over anyting.
Sayfa 28 - BeahKitabı okudu