Uzun Beyaz Bulut Gelibolu

Buket Uzuner

Uzun Beyaz Bulut Gelibolu Sözleri ve Alıntıları

Uzun Beyaz Bulut Gelibolu sözleri ve alıntılarını, Uzun Beyaz Bulut Gelibolu kitap alıntılarını, Uzun Beyaz Bulut Gelibolu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kulağıma üç yaşında bebesi vardı rahmetlinin diye fısıldadı. O anda kardeşim ahretliğim Üsküplü’ye sarılıp hüngür hüngür ağlamak, cihandaki bütün harplerin müsebbiplerine lanet okuyarak, küfretmek için dayanılmaz bir arzuyla sarsıldım.
Vatanımızın aydınlık ve müreffeh istikbâli tek tek her ferdimizin ancak ve ancak ilim ve fennin, her türlü kötü kaderi yeneceğine inandığı gün bir hayal olmaktan çıkacaktır.
Sayfa 81
Reklam
Gerçekliğinden kuşku duyulmayacak şeyler vardır. Onlar hiç sorgulanmadan olduğu gibi alınır, öylece korunur, onlara dokunulmaz. Hayatta yaşanan en büyük düş kırıklıkları ve depresyonlar da bu sorgulamadan kabul edilen, 'doğuştan gerçek'lerin yıkılmasıyla oluşur.
Sayfa 206 - Everest YayınlarıKitabı okudu
“ Tarih, ancak geçmişinden ders almayı öğrenen toplumların bilincinde oldukları geçmiştir. Yokluğu, zayıflığı ya da yanlışlığı tehlike yaratır.”
Sayfa 321 - Everest YayınlarıKitabı okudu
“Sistemler kendi vatandaşlarını kendilerine benzemeyenlere karşı düşman ya da kibirli yetiştirebilmek için milliyetçilik ve dincilik gibi göz boyaması ya da körleşme yöntemini uygularlar.”
Sayfa 297 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Geçen hafta ölüleri gömmek için karşılıklı ateşkes ilan edildiğinde ilk defa Türkleri yakından ve canlıyken gördük. Bu ateşkes ilanı tıpkı ragbi maçlarındaki devre arasını andıran trajik bir şakaya benziyordu. Türkleri o zaman gördük. Türkler bize anlatılan canavarlara benzemiyordu. Onlar da gözlerinde endişe ve keder olan genç insanlardı. Tıpkı bizim gibi yorgun ve bıkkındılar. Onların da arkalarında bekleyen üzüntülü aileleri, yaşlı anne babaları, karıları belki de sevgilileri vardı. Onlar da yaralanınca acı çekiyor, kanıyor ve onlar da gencecik hayallerini bırakıp ölüyorlardı. Türkler de insandı… Daha dikkatle bakınca ateşkes sırasında gördüğümüz Türkler güçlü, sağlam çiftçi görünüşlü askerlerdi. Başlarında Enver şapkası denen tuhaf üçgen şapkalar vardı. İçlerinde dilimizi anlayan yoktu ama bazıları az Fransızca anlıyordu. Bize gülümsüyor ve Johnny diyorlardı. Bana sigara ikram eden iki Türk’e ben de konserve et verdim ama kabul etmediler. Müslümanların domuz eti yemediklerini Mısır’dayken öğrenmiştik. Bu sığır etidir dediysem de anlamadılar. O zaman ellerimle kafama boynuz yapıp bir öküz gibi böğürdüm. Güldüler. Engliş mit dediler. Ben Yeni Zelandalıyım, İngiliz değilim diye açıkladım. Yine güldüler. Ben de güldüm. Orada savaş meydanında etrafımız askerlerin cesetleriyle doluydu, biz düşmandık ve birbirimize gülüyorduk. Hayatımda bundan daha saçma, anlamsız ve feci bir şey daha yaşamamıştım ve o anda bir daha da yaşamamaya yemin ettim.
Reklam
“Türkler Gelibolu’da adil be dürüst savaştılar Viki Hanım. Onlar memleketlerini ve hürriyetlerini korumak için ölüyorlardı.”
Sayfa 173 - EVEREST YAYINLARI-84. BASIM-HAZİRAN 2023Kitabı okudu
Artık vatan büsbütün bağımsız ve hür olduğundan;hepimiz memleketimiz ve milletimiz için maarif (eğitim) ve iktisat sahalarında yapılması zaruri reformlar üzerine derin bir sohbete dalacağız. Çünkü pek meşakkatli ve kanlı bir tecrübeden, elbette Çanakkale’nin de dahil olduğu Zafer-i Nihayi’den sonra artık Türk Milletinin ancak ilim, irfan ve fen yolundan baska yolda ilerleyemeceği anlaşılmıştır.
Sayfa 136Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.