Ülkemizde ki Mitoloji tarihine bir arkeoloğun gözünden bakmak isterseniz bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Yanlış anlaşılmasın,eserin yazarları arkeolog değil fakat paylaştıkları bilgiler ve eserin kurgusu tam da bu lezzeti veriyor...
Arkeolojinin, tarihi eserlerin ortaya çıkmasındaki önemi ve tarihi eser kaçakçılığının insana neler yaptırabileceğine, gizem dolu bir kurgu ile cinayetlere şahit olmak çok keyifliydi...
Polisiye bir eserin, Mitoloji, bilim ve inançla süslenerek bu şekilde okura sunulmasını çok beğendim.
Uzunyuva - Milas'ta bulunan Kral mezarının etrafında dönen esrarengiz cinayetlere şahit olan Uğur, sevdiği kadını tanımaya çalışırken, kendini tam da arkeolojik kazıların arasında bulur. Mitolojik bilgilerini tekrar gözden geçiren Uğur, kazıyı yapacak olan arkadaşları ile uzun yıllar sonra bir araya gelirken, felsefenin, inancın, bilimin kişilerin algısına göre nasıl değişiklik gösterdiğini yaşadığı olaylarla tekrar yargılamaya, sorgulamaya başlar...
Uzunyuva'da işlenen cinayetleri soruşturan Sertan ise bulduğu ipuçlarının Mitoloji'de ne anlama geldiklerini öğrenmeye çalışırken arka arkaya işlenen cinayetlerin vahşeti ile katili bir an önce yakalamak için tüm gücünü kullanırken, katil de aynı çaba ile koleksiyonuna yeni kurbanlar eklemekte geç kalmayarak devam etmektedir...
Eserin kurgusundaki ince zeka son sayfalara kadar devam ederken, özellikle son bölümlerdeki olay bağlantısı beklenmedik bir son ile bitip okuru şaşırtıyor...
Ülkemizde bu tarz yazan yazar var mı bilmiyorum fakat Ulaş Özkan ve Emrah Poyraz'ın kalemine hayran kalmamak mümkün değil. Bir sonraki eserleri için umarım biz okurlarını fazla bekletmezler...
Eseri basan yayın evini de tebrik etmek istiyorum. Kapak tasarımı tam kitap içeriğine uygun olmuş. Editesi ve sayfa düzeni ise hatasız olmuş...