Narin kökleri aile toprağında yalnızca sert taşlarla karşılaşılan, ilk yaprakları hain ellerce yırtılan, çiçekleri açar açmaz donan ruhların sessizce katlandıkları ıstırapların tasvirini; bu en hazin ve içli şiiri, göz yaşlarıyla beslenmiş hangi sanat bir gün bize verecek? Dudakları acı bir meme emen, gülümsemeleri sert bir bakışın yok edici kuvvetiyle sindirilen çocuğun acılarını bize hangi şair söyleyecek? Duyarlılıklarının gelişmesine yardımcı olsunlar diye çevrelerinde yer almış insanlarca ezilen zavallı yürekleri anlatacak bir öykü benim gençliğimin gerçek tarihi olurdu. Ben, yeni doğmuş çocuk, hangi gururu yaralayabilirdim? Hangi bedensel ya da ruhsal kusur annemin bana soğuk davranmasına neden oluyordu? Ben bir görev için dünyaya getirilmiş bir çocuk muydum, doğumu bir rastlantı olan çocuk mu, yoksa bedeni bir sitem ve tekdir olan bir çocuk muydum?
(Kitabın İçinden)