Vadim O Kadar Yeşildi ki

Richard Llewellyn

Most Liked Vadim O Kadar Yeşildi ki Quotes

You can find Most Liked Vadim O Kadar Yeşildi ki quotes, most liked Vadim O Kadar Yeşildi ki book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Tanrı dünyayı insanlar için yarattı, bazı insanlar için değil.
Sayfa 470Kitabı okudu
Bütün insanlar aynı biçimde ve eşit olarak doğarlar. Tıpkı bugün gördüğün gibi, kaptanlar, krallar, sokaklarda dolaşan tenekeciler, terziler, herkes aynı yoldan gelir. Bunlar kulağına küpe olsun ve insanlarla kuracağın ilişkilerde seni doğru yola yöneltsin. Hele annene çok iyi davranman gerektiğini hiçbir zaman aklından çıkartma. Olur mu?
Reklam
Onlar evden ayrıldıktan, ayak seslerini de Tepe'nin aşağısına kadar kendileriyle birlikte götürdükten sonra mutfağa bir sessizliktir çöktü. Annem bütün bu süre boyunca, sanki babamın onları geri çağıracağından hiç kuşkusu yokmuş gibi ona bakıp durdu. Oysa babam, mutfak penceresinden görünen kayalıklara baka baka yemeğini yedi. Ben de elimden geldiği kadar gürültü etmemeye çalıştım, ama bir ara kaşığımın tabağa sürtünmesiyle çıkan ses babamın kulaklarını tırmalayınca, babam gözlerini bana çevirdi. «Evet oğlum,» dedi, «orada olduğunu biliyorum. öyle görünüyor ki, bu gidişle sadece Ivor'la sen yanımda kalacaksınız.» Annem her zamanki sesiyle, «Gwilym,» dedi, «bu oğlanların böyle dış arda kalmaları ne kadar sürecek?» Babam, «Kızım, benim sadece iki oğlum var;» diye karşılık verdi. «Oğullarımdan biri yirmi üç, biri de altı yaşında. Bunlar da Ivor'la Huw. Yalnız bu ikisi benim oğulları:m. Ianto ise hepsinden önce çekip gitti. Başka oğlum yok benim. Ben sahip çıkmadıkça da, kendisine oğlum diyeceğim bir kimseyi tanımıyorum.»
Küçüklüğümde cumartesileri bana da birkaç peni harçlık verirlerdi. Bununla Bayan Rhys'dan karamela alırdım. Kadın bu şekeri güveçte pişirir, sonra da yoğurup, kapının arkasında çakılı duran bir çiviye yumuşak bir el hareketiyle asardı. Çivide asılı kalan şekeri sonra iki avucuyla tutup kendine doğru çekerek uzatır, ağdalaşmaya başlayınca da tekrar çivinin üstüne bırakırdı. Bu iş yarım saat ya da daha fazla sürerdi. Sonra da şekerin kıvamını bulduğunu görerek onu yayılması için mermer üzerine bırakırdı. Elimde param, ağzım sulana sulana, aklım karamelada, şeker, krema ve yumurta kokularnıı burnuma çeke çeke saatlerce kadının dükkanında beklemişimdir. Şimdi bana öyle geliyor ki, bu karamelayı lezzeti kaybolmadan saatlerce çiğneyebilir, yuttuktan sonra bile tekrar yutkunduğunuz zaman onun tadını damağınızda bulabilirdiniz. İlk kez bolca bir harçlığı Ivor evlendiği zaman almıştım.
Evin geçimi için gerekli paradan fazlası varsa, bu hep böyle olurdu. Babam, insanlar kazanmak için güçlerini ve zekalarını nasıl çekinmeden harcıyorlarsa, paranın da ona göre harcanması gerektiğini söylerdi hep. Ama, nasıl bir amaç uğruna çalışılıyorsa, bunun verimi olan para da yine bir amaç uğruna harcanmalı, boş yere sarf edilmemeliydi. İşte bu yüzden, ablalarım, annem ve benden başka bizim ailede bütün yetişkinler çalışıp para kazandıkları halde, teneke kutu mutfaktan getirilmeden önce yine de hepimiz bir süre düşünmek zorunda kalırdık.
Annemin yaptığı tatlıların tadı da insanın damağında kalırdı. Bazen bu bir tarta, ya da üstünde çiftliğin günlük kaymağından kalın bir parça bulunan bir komposto olurdu. Yine de, hangisi olursa olsun, her zaman için nefisti. Bütün bunların üstüne de koca bir fincan çay. Babam piposunu hiçbir zaman sofra başında içmezdi. Ablam bulaşığı yıkamaya koyulunca o da ağabeylerimle birlikte yandaki odaya geçer, ara sıra da beni alır, dizlerine oturturdu. Eğer babamla ağabeylerim Kasabaya öteberi almak üzere gideceklerse, harcayacakları paradan paylarına düşeni annem onlara verinceye kadar beklerlerdi. Annem bütün parayı mutfaktaki ocağın rafında duran bir teneke kutuda biriktirirdi. Yıllardan beri her cumartesi azar azar içine atılan bu altın paralarla bozukluklar onu öyle ağırlaştırmıştı ki, babamla ağabeylerim anneme takılmak için, onun kutuyu taşımasına yardım ederlerdi.
Reklam
1,000 öğeden 811 ile 820 arasındakiler gösteriliyor.