By Number of Pages Vahiy ve Sanat Quotes

You can find By Number Of Pages Vahiy ve Sanat quotes, by number of pages Vahiy ve Sanat book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Uyanış ve Dirilişe Geçiş
Birkaç on yıllar evvelinde sıradan bir fikih meselesini, Kur'an'dan bir ayeti kerimeyi yahut Allah elçisine atfedilen bir hadisi, herhangi bir felsefi metni konuşmak, üzerinde düşünmek, yorum yapmaya kalkışmak yürek isterdi. Bırakınız onu, Kur'an-ı Kerim'i elinde bulundurmak bile sıradan insanın haddi olarak görülmezken, bugün kütüphanelerimizi dolduran telif ve tercüme meal ve tefsirleri saymakta zorlanıyoruz. Bu hadiseyi rahatlıkla bir şuur açılımı olarak değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.
Sanat, Ulema ve Gerçek
Müslüman toplumların tarihine bakıldığında da gözlenen odur ki sanat insanlarının halk üzerindeki etkisi ulemadan her vakit daha ziyade olmuştur. Ulema genellikle saray ve çevresiyle iyi geçinmeye bakarken, şair ve edipler, halklarının arasında bulunmakta ve onları şöyle veya böyle belli bir şuur etrafında toplanmaya çağırmaktaydı. Sanatkârların öğretisi elbette ulemanınki kadar sahih olmayabiliyordu. Lakin ulema da eğer halka bilgi aktaracaksa onu eksik ve yarım bırakmayı adet edinmişti. Her ne hikmetse halktan bazı bilgileri esirgemek, halkı geri zekâlı farz ederek bilgiyi ancak tabletler haline çevirerek yutturmak, onların işine gelmekteydi. Belki daha çok, kendilerinden birer kese altın aldıkları sultanların işine gelmekteydi. Herkesin her şeyi bildiği bir toplumu var etmek yerine, eksik bilgilenmiş, hatta bilince dönüşmemiş kırıntılarla idare eden bir halkı tercih ediyorlardı. Bütünüyle böyle bir sonuç amaçlanmamış görünse de yaşanan vakıa tamı tamına budur.
Reklam
Biçim ve Öz
Kendini Müslümanlığa nispet eden kalabalıkların bir alışkanlığı vardır. Yapılan, yapılacak olan her iş ve oluşun illa da Peygamber tarafından örneklendirilmiş olmasını beklerler. Oysa bu beklentide farkına kolay varılamayan ciddi bir eksiklik ve yanlışlık vardır. Zira Allah, Peygamber ile beraber, tarih boyunca, O'nun izinden gidecek olan bütün ümmete, yine Peygamberin şahsında bir ilke ve prensipler bütünü emanet etmiştir. Meselelere ilkesel bakmayı öğretmeye çalışmıştır. Bu durumda söz gelimi muharebelerden önce Hz. Peygamber'in, Müslüman şair Hasan Bin Sabit'i yüksek bir tepeye göndererek, düşman ordusuna karşı moral bozucu kasideler okumakla görevlendirmesi, ne anlama gelmektedir? Sanatın bir soğuk savaş silahı gibi kullanılması değil de nedir?
Yollar her zaman ovalardan geçmez. Bazen dağlara tırmanır.
Sayfa 98 - Pınar Yayınları, 2. baskı, 2005