Vahiyden Kültüre

Celaleddin Vatandaş

Vahiyden Kültüre Konusu

Allah, kendi yolunun küllenmiş işaretlerini hatırlatmak için zaman zaman peygamberler göndermiştir. Bu peygamberler, mesajlarını yaymaya çalışırken hem kendilerini engellemek isteyenlerin, hem de taraftarlarının zulümlerine maruz kalmışlardır. Bu taraftarlardan bir kısmı peygamberin getirdiği sahih inancı olduğu gibi yaşamaya çalışırken, bir diğer kısmı kitabı tahrif etmek, bidat ve hurafelere tabi olmak ve peygamberlerini adeta ilahlaştırmak gibi durumlara düşmüşlerdir. Bu gün yeryüzünde yaşayan üç büyük ilahi dinden ikisi yukarıda belirttiğimiz bozulmayı bütün boyutlarıyla yaşamışlardır. Hristiyanlar ve Yahudiler kitaplarını tahrif etmişler ve peygamberlerini olmadıkları konumlara koyarak onlara, en büyük zulmü yapmışlardır. İslamın ise kitabı sağlam, mesajı sahih olarak kalabilmiştir. Ancak bir kısım müslümanlar, bu sahih kitabın söylediklerine titizlikle uymaya çalışırken, diğer bir kısım heva ve hevesleriyle dini karıştırıp bidat ve hurafeler icad etmişlerdir. Rasülün ölümünün hemen ertesinde az da olsa başlayan bu ikilem ve mücadele hızlanarak şu ana kadar devam etmiş ve günümüzde de devam etmektedir. Elinizdeki inceleme bu mücadelenin kuşbakışı bir tarihi anlatımı, adeta bir İslam kültür tarihi denemesidir.
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 47 dk.Sayfa Sayısı: 416Yayınlanma Tarihi: 2011Yayınevi: Pınar Yayınları
ISBN: 9789753520119Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:

Puan

8.610 üzerinden
82 Puan · 12 İnceleme

Vahiyden Kültüre Yorumları ve İncelemeleri

Tümünü gör
Samet Onur

Samet Onur

@sametonurr
·
21 Nisan 2020 22:23
8/10 puan verdi
Vahiy İslamı ve Kültür İslamı. Birincisi kaynağa itibar eden, özünü onda bulan din. Diğeriyse adı öncekiyle benzer olmakla birlikte içine tarihi süreçleri, farklı yapıları sindirmiş ve son dini yaşamının devamı için kılıf, kalkan gibi kullanmıştır. Yazar, en başta vahiyden kültüre geçişin
8 etkileşim
Hasan Tek

Hasan Tek

@hasan_tek
·
17 Ağustos 12:43
Puan vermedi
Yazar Vahiy İslam'ının ve Kültür İslam'ının birbirinden ayrı tutulup o şekilde ele alınması gerektiğinin önemini vurgular. Vahiy İslam'ının zamanla Kültür İslam'ına dönüşmesinin en önemli etkenlerinden birinin kavimlerin toplu olarak İslam'a girmelerine bağlar. Zira toplu halde İslam'a girenler araştırarak değil de belki İslam'ın gücünden etkilendikleri için İslam'a girmişlerdir dolayısıyla da İslam'a girerlerken eski dinlerindeki birçok bâtıl inancı beraberlerinde İslam'a getirmişlerdir. Bunun da vahyin kültüre dönüşmesinin en büyük etkenlerinden biri olduğunu ifade eder. Ayrıca vahyin kültüre dönüşmesinde kelam, felsefe, tasavvuf ve cahilce yapılan mezhep taassuplarının da büyük etkisinin olduğunu dile getirmiştir. Kitabında sonuna doğru da siyasi nedenlerden bahserken özellikle bu işin başını Emevilerin çektiği İslam'dan uzak yaşayan yöneticilerin de vahyin kültüre dönüşmesinde etkilerinin büyük olduğunu ifade etmiştir.
1 etkileşim
Aynı Adam

Aynı Adam

@Ayniadam
·
02 Mayıs 2018 03:00
Puan vermedi
Vahiyden Kültüre, isminden de anlaşılacağı gibi İslam’ın vahiyden sonra Müslümanların kültürel kodlarıyla birlikte nasıl bir dönüşüm yaşadığı, dolaylı yollarla da olsa İslam’ın içine bazı kültürel kodların nasıl yerleştiği ve İslam’ın özünde varmış gibi kabul edildiğini inceliyor. Celaleddin
15 etkileşim
Maşide Durmaz

Maşide Durmaz

@Maside1
·
11 Ağustos 2017 19:55
10/10 puan verdi
Celaleddin Vatandaş'ın okudugmğum ilk kitabı.Mükemmel bir yazı üslubuyla ele almıs olduğu bu kitap bana çok sey kattı.Hemen hemen her sayfası ayrı güzeldi
4 etkileşim
Hülya Yücel Ergün

Hülya Yücel Ergün

@Mimhece
·
18 Ağustos 2017 15:30
10/10 puan verdi
İç bunaltıcı bir kitap çünkü yürek dayanmıyor. Mezhep taassubundan tasavvufa, atalar dinine kadar Vahiy İslamıyla kültür İslamının bir karşılaştırması, kültür islamının gelişiminin özeti niteliğinde. İnsan hayal kırıklığına uğruyor kitabı okurken. Çünkü Vahiy İslamının bu denli hızla bozulmaya başlaması ve halkta karşılık bulması üzücü bir şey. İslam tarihi denildiğinde anladığımız şey İslam'ın tarihi değil müslümanların tarihi. İslam tarihiyle müslümanların tarihi aynı şey değil. Kaldı ki, müslüman tarihi dediğimiz şey de, Allah'ın müslüman olarak tarif ettiği kişilerin tarihi değil. İslam örtüsüne bürünmüş, kendini müslüman adlandıran insanların, nasıl adım adım İslamdan uzaklaştıklarının tarihi aslında. Bir çeşit "İslam'a nasıl kıydılar" kitabı. Mutlaka okunmalı.
14 etkileşim

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 46.3
Erkek% 53.7
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Celaleddin Vatandaş
Celaleddin VatandaşYazar, Editör · 19 kitap
Celalettin Vatandaş (d 1962, Kırşehir) Sosyolog İlk ve orta öğrenimini Kırşehirde tamamladı 1980 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü kazandı 1985 yılında Milli Eğitim bünyesinde Felsefe Grubu dersleri öğretmeni olarak çalışmaya başladı Bir süre Besni, Adıyaman ve Bozkır, Konyada öğretmenlik yaptı Öğretmenliği sırasında sosyoloji alanında yüksek lisans ve doktora programlarını tamamladı Yüksek Lisans ve Doktora tezlerini Türk Modernleşmesi üzerine yaptı Yüksek Lisans tezinde Türk Modernleşmesinin Osmanlı dönemini, Doktora tezinde Türk Modernleşmesinin Cumhuriyet dönemini araştırdı Bir süre Kanadada bir toplumsal uyum politakası olarak çokkültürlülük üzerine araştırmalar yaptı Doç Dr Celalettin Vatandaşın yayınlanmış çok sayıda makalesinin yanısıra Aile ve Şiddet (Türkiyede eşler arası şiddet), Çokkültürlülük ve Ulusal Kimlik (Türk Ulusçuluğunun Doğuşu) isimli kitapları bulunmaktadır

Vahiyden Kültüre Sözleri ve Alıntılar

Tümünü gör
Tuba Gözaydın ط

Tuba Gözaydın ط

@Tubis02
·
08 Ocak 2021 21:33
Kitap ve sünnetin şehadet etmediği her türlü vecd batıldır .. #Tusteri
3 etkileşim
kitaplar ve hayat ile hakikat arayışında

kitaplar ve hayat ile hakikat arayışında

@gerceklerle_yuzles
·
16 Ekim 2022 12:38
Çünkü Ebu Hanife'nin de çok güzel ifade ettiği gibi kişinin gerçek anlamda kurtuluşu ancak İslam'ladır ve bu İslam vahiyle gelmiş olandır
51 etkileşim
Hasan Tek

Hasan Tek

@hasan_tek
·
16 Ağustos 12:25
Eyvah! eyvah! Ne kadar uzaklaştık. İnsanlardan güven kayboldu. söylenir yapılmaz, bilinir sabredilmez. İman vardır ama yakine ulaşmamıştır. Ne oluyor bana; erkekler görüyorum akılları yok. Hışırtılar duyuyorum kimsecikler yok. Evet, yemin ederim ki, cemaat içeri girip çıktılar, öğrendiler sonra da inkar ettiler. Önce haram dediklerine sonra helal dediler. Sizin dininiz, dilinizin üzerindeki lokma gibidir. Birinize "hesap gününe inanıyor musun?" diye sorulsa "evet" der. O ceza gününün sahibine yemin olsun ki yalan. (Hasan-ı Basri)
3 etkileşim
Zadur Rikab

Zadur Rikab

@_Mutemadi
·
30 Temmuz 23:45
"dalâlet sahiplerinin yanında hidâyet aramak, en büyük zulümdür" İbn teymiye (rh)
24 etkileşim
Hasan Tek

Hasan Tek

@hasan_tek
·
13 Ağustos 23:58
İbni Arabi, Firavun'un salih bir insan olduğunu, Hatem'ul Evliya ismini verdiği ve kendisiyle özleştirdiği kişinin peygamberden bile üstün olduğunu iddia ettiği ünlü kitabı Fusus'ul Hikem'ini Resulullah'ın istek ve emriyle yazdığını, hatta Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in bu kitabı rüyasında kendisine vererek; "Bu kitabı al ve halka açıkça anlat da bu hikmetlerden herkes faydalansın"1 dediğini iddia eder. 1- Fusus'ul Hikem: 3, 4
1 etkileşim

Vahiyden Kültüre İletileri

Tümünü gör
📌Günümüz Camilerde Yapılan Tesbihatın Batıllığı📌 Ömer bin Yahya dedesinden şöyle nakleder; Sabah namazından önce Abdullah b. Mes'ud (ra)'un kapısında oturuyorduk. Evinden çıkınca beraber mescide yürüyecektik. Ebû Musa el- Eşarî (ra) yanımıza geldi: "Abdullah daha çıkmadı mı?"
Şeyhulislam İbn Teymiyye'nin sapkın tasavvuf ehli için şöyle der; "Bunların dinde meydana getirdiği yıkımlar, müslümanların mallarına el koyan ama dinlerine dokunmayan Moğolların ve yol kesici eşkiyaların ki bunlar Müslüman dünyayı fesada vermesine rağmen dine dokunmamışlardır zarar ve tahribatından daha büyük olmuştur.
Vahiyden Kültüre
Vahiyden Kültüre
"Allah'ın indirdiği" olmadan İslam olmaz. Onun anlamını değiştirip farklı veya muhalif şeyleri de İslâm diye ileri sürmenin de İslâm'la ilgisi yoktur. Nasslara muhalif görünen şeylerin bâtın ve bunun da hakikat olduğunu söylemenin İslâm'la bir ilgisi yoktur. Çünkü bizzat bazı sûfîlerin bir kısmının da şahidlik yaptığı gibi bu tür şeylerin sadece zâhiri değil bâtını da İslâm'a muhalif, hatta bu şekliyle sûfinin anlayabileceği iddia edilen bâtın, zahîrinden daha berbattır. Çünkü ileri sürülen görüş her yönüyle İslâm dışıdır. Aslında bu tür kişiler söz ve davranışlarının sadece kendilerine özgü olduğu ve gerçekte bir anlam ifade etmediğini kendileri de bazen farkedebilmekte ve "kendimizden başka, bu işin ehlinden bizim gibi konuşan birini görmedik" diyerek durumun orjinalliğini belgelemiş olurlar. İbn Teymiye'nin çok güzel ifade ettiği gibi; "delâlet sahiplerinin yanında hidâyet aramak, en büyük zulümdür" Ömer b. Abdulaziz'in şu sözleri ise konunun bir diğer boyutunu açığa kavuşturur mahiyettedir; "Kim Allah'a bir bilgi dahilinde olmayarak ibâdet ederse, ifsâd ettiği, islâh ettiğinden çok olur."
Vahiyden Kültüre
Vahiyden Kültüre
Cuppeli ve Cemaatinin Allah dostu diye isimlendirdikleri İbn Arabi'nin Futuhat'ından İslamdan cıkaran görüşler İbn Arabî, bir başka zaman da, dinin nasslarının sembolik olduğu, çoğunun gerçekle ilgisinin olmadığı, sadece halkı biraz düzene sokmak için ifade edildiğini söylemekten çekinmiyordu. O'na göre cehennemdeki azap bile sembolikti. Gerçek olsa bile alışılıp, azabı sona erecek olan bir şeydi. O, o güne kadar, içinde yaşadığı toplumda pek görülmeyen düşünce ve iddiaları ileri sürer. Bu yönüyle de orjinalliğini hep korur. Bunlarla ilgili olarak önceleri, gaybdan sesler aldığı iddiası taşırken, zamanla Hızır'la görüştüğünü ve onunla konuştuğunu iddia etmeye başlar. İddiaları burada da sona ermez, Peygamberle görüştüğünü ve O'ndan bazı talimatlar aldığını iddia eder. Daha sonra ise, Allah'ı rüyasında gördüğünü, O'ndan talimatlar aldığını iddia eder. İlk aldığı talimat ise, Kur'an'da geçen şekliyle Allah'ın peygamber- lere ilk hitap ve emir verişi şeklinde olur. İddiasına göre Allah kendisine "Kullarıma nasihat et" demiştir. Bu arada mirac'a da çıkar. Zaten bu özelliği nedeniyle iddiasına göre yazdığı kitabının beşeri kitaplardan farklı nitelikleri vardır. "Fütûhat'ın" beşeri değil İlâhî bir kitap olduğunu savunur ve kitabını kendi istek ve iradesiyle değil, Allah'ın iradesi ve isteğiyle yazdığını belirtir. Bu diğer bir ifadeyle kitaplarının vahiy ürünü olduğunun üstü kapalı olmayan bir biçimde ifade eder. -Futuhat 2/A 187,188,189-
Vahiyden Kültüre
Vahiyden Kültüre
Yunus Emre bir şiirinde şöyle der; Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri İsteyene ver sen anı bana seni gerek seni Bu şiir Şeyhulislâm Ebu Suud Efendi'ye okunup, şeriat açısından durumu sorulduğunda, Şeyhülislâm bunu küfr-i Sarih (açık küfür) olarak niteleyip, bunu inanarak söyleyip okuyanın katlinin vacip olduğu yolunda fetva vermekte tereddüt etmemiştir. Konuyu uzman derecesinde araştıranların ifadesine göre Yunus Emre'de şeriatı aşağılayan tavırları bulmak zor değildir. Ancak o bunu açıkça değil, bâtınî yorumlarla, ve şekil, muhteva itibarıyla güzel olan şiirlerinin arasına serpiştirdiği bazı şiirleriyle açığa vurur.
Vahiyden Kültüre
Vahiyden Kültüre