Tolstoy deyince ilk olarak aklımıza gelen “Anne Karenina”, “Diriliş”,”İnsan ne ile yaşar?”,”Savaş ve Barış”eserlerinin yanında bu eser neden çok fazla duyulmamış ve neden geri planda kalmış,bu konuda çok şaşkınım.Yazarın özellikle gençler okusun bu kitabı dediği noktada eser,herkese ışık tutacak nitelikte.Savaş,avcılık ve et yiyiciliği üzerine çok güzel bir toplam ve iyi ki veganizmle ilgili araştırmalarımda karşıma çıktı,tavsiye edildi.Eseri okurken çok çarpıcı söylemler ve tespitler olduğunu farkettim.Tolstoy’un bu kitapta yer alan daha önce orduya katılmış olması ve zamanında “avcılıktan zevk alıyordum”itirafının dışında beni en çok;mezbahaları ziyaret ettiği,o esnada hayvanların çıkardığı sesler,inlemelerin ve kasaplarla olan sohbetler kısmı inanılmaz etkiledi. Tolstoy,Kitapta avcılığın,et yiyiciliğinin lüzumsuz olduğunu,ihtiyacımız olmadığı halde çoğu gereksiz ürünü satın alıp tüketim çılgını haline geldiğimizi,savaşın asla kazananının olmadığını ve zorunlu askerlik ile hükümet kavramının ülke veya vatana bir faydası olmadığını sadece otorite sahibi insanlar için ölmek anlamına geldiğini çok güzel vurgulamış.Kitabın ilk bölümünde bu nedenle yoğun bir anarşizm göndermesi olduğunu farkediyorsunuz,ikinci ve son bölümde ise insanoğlunun doyumsuzluğuna,lükse düşkünlüğüne ve acımasızlığına olan vurgusu farkediliyor.Yazar en çok gençler,bu kitabı okusun demiş ama bence herkes okumalı,ben kitaptan çok etkilendim,kesinlikle tavsiye ediyorum.Tercih edeceklere keyifli okumalar diliyorum.
Vahşi Zevkler 
Lev Tolstoy
