Vaktiyle Bir Atsız Varmış

Kolektif
Kimisi kurgusuyla okuru oradan oraya sürükleyen, dili özellikle kolay olmasından dolayı da bir solukta okunan, kimisi edebiyat sanatının derin bir biçimde işlendiği, dil işçiliğinin yoğun emek ürünü olan ve hazzına varmak adına ağır ağır okunan, okunması gereken romanların içerisinde “Ruh Adam” dil niteliği de yüksek olmasına karşın sürükleyen ama sonucu aranmayan, merak edilmeyen sanki hiç bitmesin, sürebildiği yere kadar sürsün istenilen bir başyapıttır… Emre Koşak 'İçten', Açıkyürekli Bir Yorumlama Gereksinimi ya da Atsız’a Komplekssiz Bir Bakış
Mahmut Esat Bozkurt, Türkiye tarihinde kadın-erkek eşitliğinin gerçekleşmesi adına en büyük katkıyı sunan adamdır. Çünkü gelişen çağın getirdiklerini okumuş, hem kendi çağının gereklerinin uygulayıcısı olmuş hem de kendi çağının ötesinde uygulamalara imza atmıştır. Mahmut Esat Bozkurt gibi Cumhuriyeti kuran, kuruluşuna katkı sunan Türkçüler sayesinde Türkiye, “uygarlığın beşiği” olarak görülen Avrupa’nın bir çok ülkesinden yaklaşık 20-30 yıl önce kadınların seçme ve seçilme özgürlüğünü kazandığı bir ileri aşamayı yaşamıştır. Atatürk önderliğinde gerçekleştirilen büyük Türk devrimi Türk halkını “tarım toplumu” görünümünden çıkarıp “sanayi toplumu” haline getirmek adına yoğun bir uğraşın içerisine girmiştir. Çünkü 1. Paylaşım Savaşı’nın ardından çağdaş-gelişmiş uluslar hızla “sanayi toplumu” olma yolunda ilerlemektedirler ve bu bağlamda sanayileşme, kadını “ev kadınlığı” konumundan çıkararak kadının ekonomik yaşamın bununla bağlantılı olarak toplumsal, kültürel ve siyasi yaşamın içerisinde yer almasını sağlamıştır. Emre Koşak 'İçten', Açıkyürekli Bir Yorumlama Gereksinimi ya da Atsız’a Komplekssiz Bir Bakış
Reklam
Kimisi kurgusuyla okuru oradan oraya sürükleyen, dili özellikle kolay olmasından dolayı da bir solukta okunan, kimisi edebiyat sanatının derin bir biçimde işlendiği, dil işçiliğinin yoğun emek ürünü olan ve hazzına varmak adına ağır ağır okunan, okunması gereken romanların içerisinde “Ruh Adam” dil niteliği de yüksek olmasına karşın sürükleyen ama sonucu aranmayan, merak edilmeyen sanki hiç bitmesin, sürebildiği yere kadar sürsün istenilen bir başyapıttır… Emre Koşak 'İçten', Açıkyürekli Bir Yorumlama Gereksinimi ya da Atsız’a Komplekssiz Bir Bakış
Mahmut Esat Bozkurt, Türkiye tarihinde kadın-erkek eşitliğinin gerçekleşmesi adına en büyük katkıyı sunan adamdır. Çünkü gelişen çağın getirdiklerini okumuş, hem kendi çağının gereklerinin uygulayıcısı olmuş hem de kendi çağının ötesinde uygulamalara imza atmıştır. Mahmut Esat Bozkurt gibi Cumhuriyeti kuran, kuruluşuna katkı sunan Türkçüler sayesinde Türkiye, “uygarlığın beşiği” olarak görülen Avrupa’nın bir çok ülkesinden yaklaşık 20-30 yıl önce kadınların seçme ve seçilme özgürlüğünü kazandığı bir ileri aşamayı yaşamıştır. Atatürk önderliğinde gerçekleştirilen büyük Türk devrimi Türk halkını “tarım toplumu” görünümünden çıkarıp “sanayi toplumu” haline getirmek adına yoğun bir uğraşın içerisine girmiştir. Çünkü 1. Paylaşım Savaşı’nın ardından çağdaş-gelişmiş uluslar hızla “sanayi toplumu” olma yolunda ilerlemektedirler ve bu bağlamda sanayileşme, kadını “ev kadınlığı” konumundan çıkararak kadının ekonomik yaşamın bununla bağlantılı olarak toplumsal, kültürel ve siyasi yaşamın içerisinde yer almasını sağlamıştır.
Vaktiyle bir anakronizm varmış....
1960 darbesi ile kapatılan Demokrat Parti'nin yerine kurulan Adalet Partisi'nden milletvekili adaylığı için teklif alan Atsız, “Biz Türkçüler (gerçek ve samimi Türkçülerden bahsediyorum) kanaatlerimizi açıkça söylediğimiz için bazılarına sevimsiz görünüyoruz. Biz siyaset yapmıyoruz. Siyaseti bilmiyoruz. Çünkü bizim davamız bugünün sandalye davası değildir. Onun için herkese sevimli gözükmeye mecburiyet duymuyoruz. Bizim davamız asırlara bakan bir davadır” sözleriyle siyasete olan bakışını ortaya koyuyor ve teklifi kabul etmiyordu.
Anakronik çünkü mezkur makale 1947'ye ait.
Memuriyetten çıkarılmasının ardından Atsız’a 1949 yılına kadar iş verilmedi. 1949-1952 seneleri arasında çeşitli memuriyetlerde bulunan Atsız’n, 1952 yilindan itibaren emekliliğini istediği Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki memuriyeti 1969 tarihine kadar devam etti. 1960 darbesi ile kapatılan Demokrat Partinin yerine kurulan Adalet Partis’nden milletvekili adaylığı için teklif alan Atsız, “Biz Türkçüler (gerçek ve samimi Türkçülerden bahsediyorum) kanaatlerimizi açıkça söylediğimiz için bazılarına sevimsiz görünüyoruz. Biz siyaset yapmıyoruz. Siyaseti bilmiyoruz. Çünkü bizim davamız bugünün sandalye davası değildir. Onun için herkese sevimli gözükmeye mecburiyet duymuyoruz. Bizim davamız asırlara bakan bir davadır” sözleriyle siyasete olan bakışını ortaya , koyuyor ve teklifi kabul etmiyordu."
Resim