Yazarın kısa hikayelerinden oluşan bu eser, geçmişe özlem, insani dramlar, çocuk sevgisi, toplumsal eleştiri gibi temaları dile getirmenin yanında onun üslubundan da bir çeşni sunmaktadır.
Bu nedenledir ki ben okumakta baya zorlandım. Zira eski kelimelere fazlaca yer verilmişti.
Kitabın en sevdiğim kısmı beş bölümden oluşan Valide Mektupları oldu. Karakterimiz Surreya'nın annesiz büyümesi aynı zamanda annesinin de yaşadığı zorluklar kısa da olsa çok güzel işlenmiş. Hayatın içinden bir olay örgüsüydü.
En etkilendigim cümle de şuydu:
"Sizi değil validemi; hayır annemi severdim, onun için ağlardım ve böyle yetişilecek bir sahil arayan kazazede gemi gibi rüzgârlarin önüne düşerek Çamlıca'dan Nişantaşı'ndan Ayastefanos'a geldikçe sizde o anneyi, beni yanlizliklarimin içinde ,hasta hummalari arasında dolaşan soğuk su kâseleri kabilinden ziyaret eden anneyi arardım."
Kitapla kalınız.