Ana çizgileriyle ifade edecek olursak, bir insanın varoluşunu yaşaması, sadece yüzeysel olarak değil, kendisini derinlemesine tanıması, sahip olduğu duyguları ve düşünceleri fark etmesi ve bunları ifade edebilmesi demektir. Bunu gerçekleştiren kişinin dış dünya ile uzlaşması kolaylaşacaktır. Eğer bir insan, iç dünyası ile tanışmaktan çekiniyorsa, varoluşsal endişenin göstergesi olan "boşluk" ve "yalnızlık" duyguları içine girecektir.