"şimdi biz, heidegger'in kant okumasının, transendental imgelemin statüsü etrafında dolaştığını biliyoruz: eğer bilgi bizim kendi etkinliğimizden başka bir şey değilse, fenomenler dünyası transendental imgelemin şiiri gibi olurdu; çünkü şeylerde yalnızca, onların içine kendi koyduğumuz, kendi ürettiğimiz ya da 'poetikleştirdiğimiz' şeyi buluruz."