Aslında doğru düzgün yorum yapmak gibi bir yeteneğim yoktur. Sadece 3-5 cümleyle birşeyler yazar bırakırım ama bu guzel kitap hakkında hiçbir yorum yok ve çok az okunmuş sırf bunun için biraz uzun ve ayrıntılı bir yorum yapmaya çalışacağım.
İlk olarak kitabın konusu Abuzer isimli bir adamın 12 eylül döneminde yaşadıklarıdır. Abuzer vurdumduymaz, saf ve açık sözlü biridir.
Abuzer İstanbul 'a çalışmak için gelir, gelir fakat geldiği gibi şehirden çıkartılır. Çıkartıldığı gibi şehre yeniden girer. Daha sonra kendini karakolda sorgulanırken bulur...
Yazarı ilk kez duydum arkadaşın önerisi ile okuduğum bu yazardan bu kadar güçlü bir kalem beklemiyordum açıkçası.
Hiyerarşik düzeni her bölümde müthiş bir şekilde iğneleyerek asıl yüzünü göstermeyi çok net bir şekilde başarabilmiş. 12 eylül dönemi hakkında pek bir bilgim olmasa da cezaevlerinde neler olduğu konusunda az buçuk bir bilgim var ki kitapta zaten en çok eleştirilen ve yerden yere vurulan tam anlamıyla ALAY EDİLEN ,Tİ'YE ALINAN konu hiyerarşi ve cezaevlerinin durumudur.
Her ne kadar yazar bunu Abuzer ile güldürerek anlatsa da karanlık dönem, siz gulerken arkaplanda sıkı bir şekilde eleştirilmiş...
Hatta size şöyle açıklayayım: eğer siz kitaptan Abuzer'i cıkarırsanız elinizde "cezaevleri ve hiyerarşik düzen" adlı bir kitap kalacaktır...
Son olarak siyasetten sıkılanlar ya da siyasi kitap okumak istemeyenler ya da 12 Eylülü merak edip deneme inceleme şeklinde değilde tam bir roman tadında okumak isteyenler bu kitabı alın okuyun. Hiç kaçırmayın derim...
Bittikten sonra Abuzer'i özlemedim değil... Vay be...