Tarihi romanlari sevdiğim icin bu romanı da beğendim. Bu kitapta, resmi olarak diyebileceğim 1867'de kurulan yeni Osmanlılar veya diğer adıyla Jön Türkler olarak bilinen grubun kurucularından Namık Kemal'in hayatı anlatılıyor. Vatan şairi olarak bilinen, dönemin aydinlarindan kabul edilen (sivri dilli) Namik Kemal'in 48 yillik yaşamının 18 yılı sürgünlerde geçmiştir. O dönemi, siyasi olaylarını, kişilerin kendi çıkarları söz konusu olduğunda ülkeyi satmaktan geri durmadigini ve hatta günümüzde yaşanan aynı göçmen sorunlarını gördükçe 'tarih ne kadar da tekerrürden ibaret' dedim. O dönemde de Aydınlar savaşmaya çalıştıkça susturulmuslar, sürülmüşlar, gazeteler kapatılmış, jurnalcilik almış başını gitmiş. Beni çok şaşırtan şeyler ise; o kadar okumuş, Avrupa'da yaşamış, aydinlarla oturup kalkmış Namik Kemal'in latin harflerine karşı olmasi, sosyalizmi ciddi eleştirmesi ve medeni hukuk yerine şerri hukuku ve laiklik degil de devletin bizzat dini kaidelere göre yonetilmesinin doğru olduğunu düşünmesi oldu. Hatta o kadar karşı çıktığı savaştığı padişah Abdülhamit'e hep bağlı kalması, minnettar olması... Öldüğünde ülkenin durumundan cok karamsarmış ama bilmiyordu ki öldüğünde daha 6-7 yaşlarındaki birisi ülkeyi yeniden yaratacakti ve hayal ettiği özgürlükleri getirecekti.:)