Sarı saçlı mavi gözlü adam: “Bana bak çocuk” dedi, “vatanı ruhundan çıkarırsan ölürsün çocuk!”
“Bu vatan saraylarda yaşayan üç beş hanedanın soyundan gelmiyor. Onların gizli hesaplarıyla da kurulmadı. Bugün çıkmış birkaç saray artığı, padişah müptelası kendi kendine efeleniyorsa, sizin sessizliğinizden cesaret almışlardır. Kahramanlık hudutlarda, dört cephede cenge girmek, yenilmez olmak, korkusuzca başkaldırmaktır. Soysuza , sömürgeciye, işgalcilere... Hem de tüm dünyaya meydan okurcasına ve düşmana inat, kan kusarken bile bir gün daha fazla yaşamak adına ‘kızılcık şerbeti içtim’ demektir. Aslında kahramanlık bir vatan kurabilmektir çocuk,”dedi.
Belki de zaten her şey planlanmıştı.Sadece bir piyondular.Piyonlar sadece satranca başlarken değerliydi.Oyunun sonlarına doğru,sırf rakibi şaşırtmak için bile kolaylıkla feda edilebilirlerdi. Oyunun sonu yaklaşmıştı.Sırayla yem olalacaklardı.Eğer biraz şansı varsa rakibin son karesine yenilmeden ulaşır ve vezir olma şansını yakalayabilirdi.
Hz.Ali efendimiz bir savaş sırasında askerlerine şöyle buyurmuştur: Düşmanınız dahi olsa o önce insan,onu öldürmeyin, bağışlayın ki İslam'ın ne kadar doğru ve adaletli olduğunu bilsin,gelip sığınsın...
Aslında insan beyni de tıpkı mide gibidir,acıkır! İstikrarlı bir şekilde doyurmazsan, zekâ geriler, olayları, gelişmeleri, süreci ve dünyayı da okuyamazsın