Benim ise kalbimde ve beynimde kocaman bir boşluk... Ne kendimi hatırlayabilmiştim ne de karşımdakileri... Sanki o an dünyaya gelmiş gibi... Sanki başka bir gezegenden bilmediğim bir galaksiye bırakılmış gibi...
"Üzülme! " derdi. "İnanır mısın ben bile unutmuşum bunları. Geçen gün annem hatırlattı. Hatta çok küçükken yaşadığımız anıları annem olmasa ben bile hatırlamayacağım."
Ben o gün çok iyi anladım ki benim çocukluğum da enkaz altında kalmıştı. Bir gecede büyüyüp kocaman insanlar olmuştuk hepimiz ve çok iyi biliyordum ki bir daha hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktı.
Ölüm bile kabullenilmişti artık. Hatta insanlar yakınlarının cesetlerine ulaşabilmiş olmayı bile şans saymıştı. Sanki bütün duygularım alınmış gibi donuk ve uyuşmuş bir haldeyim.
"Mustafa amcanı hatırlıyor musun?"
Evet anlamında başımı salladım.
"Depremden iki gün önce bizim evin balkonunda sohpet etmiştiniz."
"Evet." dedi."O gün ne konuşmuştuk biliyor musun?"
"Hayır."
"Ben dünyamı hazırladım cancağızım."demişti.Çok şükür evim,arabam,malım mülküm her şeyim var.Servetim bana,çocuklarıma,torunlarıma,onların bile çocuklarına yeter,demişti."
"Eee" dedim.Eliyle ekmek kuyruğunu gösterdi.Sıranın en başındaki kişi Mustafa amcaydı.Askerin kendisine uzattığı ekmeği aldı mahcubiyetle.
"Biraz önce konuştuk." dedi babam."Mahvoldum,bittim,battım ben dedi.Bütün malları yerle bir olmuş.Hiçbir şeyi kalmamış.Eşini ve büyük oğlunu da kaybetmiş."