Yoksulluktan ayrı düşmüş iki Afgan kardeşin öyküsü.
Abdullah'ın çok sevdiği kızkardeşi Peri, yokluktan, yoksulluktan üvey dayıları Nebi'nin aracılığı ile zengin bir aileye evlatlık veriliyor. Şair bir anne, ressam bir baba edinmiş oluyor Peri ve Afganistan'da savaş başlamadan annesi sandığı Nila ile Paris'e gidiyorlar. Peri burada güzel eğitimler alıyor ve savaşı yaşamıyor. Ancak içinde anlamlandıramadığı bir eksiklik, yalnızlık hissediyor. Seneler sonra evlatlık olduğunu ve bir abisi olduğunu öğrendiğindeyse, içindeki boşluk doluyor ama artık çok geç kalmış olduğunu fark ediyor. Çünkü hastalığı nedeniyle abisi Abdullah hiçkimseyi tanımıyor ve hatırlamıyor artık.
Kitabın başında anlatılan masal çok etkileyici. Ve sonuç bölümünde bu masala bağlanıyor olaylar. Masalda unutmanın, unutabilmenin ne yüce bir duygu olduğu anlatılıyor. Hikayedeki iki kardeşin ayrılığında unutan ve şanslı olan kardeş Peri'yken, Abdullah unutamamanın verdiği acıyı bir ömür yaşıyor. İki kardeş yıllar sonra kavuştuğundaysa roller değişiyor.