Khalid Hosseini'nin Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem GÜneş'ten sonra okuduğum üçüncü kitabı oldu. Kıyaslama yapmam gerekirse ilk iki kitabı kadar vurucu bir kitap değildi. Kitap içerisinde, zamanlar arasında çok fazla yolculuk yapılması(filmlerdeki flashback sahneleri gibi) ve yan karakterlerin ana karakter tadında vurgulanmak istenmesi olay örgüsünün biraz karışmasına sebep olmuş. Bu da zaman zaman okuyucuda kopmalara yol açabiliyor. Ama yine de kitabın birçok yerinde göğsümün sıkışıp paramparça olduğunu, gözyaşlarımın sel olup aktığını söylemeliyim.
Khalid Hosseini kitaplarının ana teması 'hüzün'dür. Yazar bu hüznü, ağdalı ve abartılı bir dille aktarmaz, hikayeleri de bu yüzden oldukça inandırıcıdır. Kitabı okuduğunuzda benzer trajedelerin bu dünyada var olduğunu hissedersiniz. Hiçbir batılı yazarda göremeyeceğiniz bir dilde konuşur, eliyle değil gönlüyle tutar kalemi. Her ne kadar hayatının büyük bir kısmı abd'de geçse de, köklerinden kopmadığını hissederseniz.
Acıların ve trajedilerin ülkesi Afganistan...
Hikayede bu kez iki kardeş anlatılıyor. Abdullah ve Peri'nin yürek acıtan hikayesi.
Hiç düşündünüz mü yanıbaşımızdaki Suriye'de ya da Irak'da Abdullah ve Peri'nin benzer hikayeleri hiç yaşanmış mıdır? Yaşandıysa kaç kez yaşanmıştır ?
Evet, büyük ihtimalle daha kötüleri de yaşanmıştır. Ama maalesef onların hikayelerini kaleme alacak Khalid Hosseini'leri olmadı...
Yüreğine sağlık üstad. Okuyun, okutun.