Ve Kırar Göğsüne Bastırırken

Ahmet Altan
"Sevdiğimiz her şeyi göğsümüze bastırırken kırıyoruz. Vatanı seviyoruz ve sevgiyle bastırırken göğsümüze vatanı, onu parçalara ayırıyoruz; vatanseverler yapıyoruz parçalardan, hainler yapıyoruz, düşmanlar yapıyoruz, kuşkular ve korkular yapıyoruz, sevgimizle bir kezzaba dönüp delik deşik ediyoruz sevdiğimiz şeyi. "Göğsümüze bastırırken kırdığımız vatan sevgisinden hayatla aramıza duvarlar örüyoruz, özgür olamıyoruz, rahat olamıyoruz, düşüncelerimizi söyleyemiyoruz, kendi ülkemizde ferah fuhur dolaşamıyoruz, hayatın içine giremiyoruz bir türlü. Kadınları seviyoruz ve sevgiyle parçalıyoruz onları, evlere kapatıyor, yasaklarla kuşatıyor, sokaklarda gezmelerine izin vermiyor, dövüyor, bıçaklıyor, öldürüyoruz; ne kendimiz yaşayabiliyor, ne kadınları yaşatıyoruz; kadınlara duyduğumuz parçalanmış sevgiler hayatın bize sunmaya hazır beklediği her türlü mutlulukla, zevkle, keyifle aramızda büyük bir duvar gibi yükseliyor."
152 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 3 Nisan 2003
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

152 syf.
10/10 puan verdi
Ve Yargılanır Adaleti İsterken
"Ahmet Altan bu kitapta yer alan dört yazısı için açılan dört davada toplam 24 yıl hapis istemiyle yargılanmış ve beraat etmiştir." Asıl mesele düşünmek ya da düşünmemek değil, düşüncelerini söylemek ya da söylememektir. Çünkü kafanız ne ölçüde suçlu, bunu ortaya çıkarmış olursunuz.  Üzerinizde birkaç inceleme ve tahlil yapılır, sonra
Ve Kırar Göğsüne Bastırırken
Ve Kırar Göğsüne BastırırkenAhmet Altan · Everest Yayınları · 2013682 okunma
162 syf.
8/10 puan verdi
"Dünyayı ve zamanın gidişini değiştiremezsiniz."
Yaşamı, sanatı, toplumu, insanlığı, tarihi sorgulayan kelimelerin içinde kaybolduğunuz bir cümlede boğulduğunuzu düşünün. Elinizi tutacak bir kimse arıyorsunuz; ancak kime güveneceğinizi bilmiyorsunuz. Karanlığın içinde bir ışık görüyorsunuz; ancak o ışığın parlaklığından korkuyorsunuz. Bir çıkış var elbette, ama sorgulamak tek çözüm mü?
Ve Kırar Göğsüne Bastırırken
Ve Kırar Göğsüne BastırırkenAhmet Altan · Can Yayınları · 2003682 okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Aydın insan olmak
Aydın insan; bilinmeyeni söyleyen değil, söylenemeyenleri söyleyebilen insandır. O, hayatını darağaçlarının gölgesinde sürdürür. Maviliklerden süzülerek indiği yeri kızıl seylaba çeviren giyotin bıçağının havada süzülürken çıkardığı ıslık sesine aşina olandır aydın insan. Ömrü mahkemelerde, hapishanelerde, sürgünlerde geçendir. İçinden çıktığı
Ve Kırar Göğsüne Bastırırken
Ve Kırar Göğsüne BastırırkenAhmet Altan · Everest Yayınları · 2013682 okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
"Eğer bir daha bir okulda edebiyat dersi verirsem, çocuklara, yazar olabilmeleri için kitap okumaları ve atletizm çalışmaları gerektiğini söyleyeceğim. Yazabilmek için kitaplara, bu ülkede onurlandırılabilmek içinse hızlı koşmaya ihtiyaçları olacak çünkü." Kitabın sonlarında bu sözleri dile getirmiş Ahmet Altan. Yaşadıklarının ve düşündüklerinin daha iyi anlaşılabilmesi için... Özeleştiri iyidir, empati iyidir insanı özüne yaklaştırır; insan olmanın en büyük belirtisi sorgulamak, eleştirmek, anlamaya çalışmak ve anlamlandırmaya çalışmaktır. Aksi taktirde kendisinde bir beyin ve düşünme uzvu bulunduğu halde buna dair bir eylemde bulunmayan, çaba göstermeyen insan, hayattaki düşünme becerisinden yoksun herhangi bir canlıdan farklı olduğunu nasıl iddia edebilir?... İnsan olmanın gereğidir düşünmek ve sorgulamak, bu böyle olduğu halde bir insana sen düşünme ve sorgulama demek, bunu yasaklamak ne kadar insanı olabilir? İnsanın kendisini ve diğer insanları, insanlığı; diğer canlıları, yaşamı anlayabilmesi ve anlamlandırabilmesi için çok daha fazla özeleştiri yapmaya, sorgulamaya, empatiye ihtiyacı var... Ve bu anlam arayışında en çok da kitaplara ihtiyaç var, çünkü kitaplar bizler için bu yolculukta düşünce dünyalarından oluşan engin kaynaklardır. Anlamak, en başta anlamaya açık olmakla başlar. Ve insanın kendisini saran bütün dış kabuklarından sıyrılmasıyla elbette. Ahmet Altan bu kitabında özeleştiriyi de, eleştiriyi de empatiye de hakkıyla yapmış. Çok açık bir dili, cok samimi bir anlatımı var kitabın.
Ve Kırar Göğsüne Bastırırken
Ve Kırar Göğsüne BastırırkenAhmet Altan · Everest Yayınları · 2013682 okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
Engin İçerik, Edebî Anlatım
. Ahmet Altan her zaman kabul gören türden konuşmaz ama deneme türündeki yazılarında ele alıp işlediği konular daima ve istisnasız üzerinde düşünülmeye değer konuşmalarıdır yazarın. Ondaki enginliği seviyorum, hep sevdim! Kendisi de ortaya koyduğu gibi Allah’a ve dinlere inancı yok ama bence o inançsızların bilgelerindendir. Her yazısında da bu (zaman zaman tavan yapan ve inancın alanına da taşan) bilgeliğinden az ya da çok izler bulmak mümkün. Bilge olunca da doğal olarak vicdanlı, adaletli, sorgulayan, uyaran/uyandıran, sırları/gizemleri açık eden, bulunduğu yere rağmen de oldukça kucaklayıcı... oluyor insan belli bir düzeyde de olsa! Bu deneme kitabındaki denemelerinde de yazara ait bu izleri görmek mümkün! Aydınlanmak, bilgilenmek, duygulanmak, şaşırmak, kızmak, gelişmek, genişlemek hatta değişmek için okunması gereken kitaplardandır bu kitap! Yazarın edebi başarısı da kitapla bütünleşmeyi kolaylaştıran bir başka önemli unsur; “mana ile güzel anlatımın bir buluşmasıdır” demek yerinde olacaktır kitap için! .
Ve Kırar Göğsüne Bastırırken
Ve Kırar Göğsüne BastırırkenAhmet Altan · Can Yayınları · 2003682 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Ve Kırar Göğsüne Bastırırken adlı kitapta denemelerini bir araya getirmiş Ahmet Altan. 35 farklı denemeyi, yalnızca duygularıyla, tutkularıyla değil, düşünceleriyle de karşı tarafa aktarmaya çalışıyor ve bana kalırsa başarmış da. toplumun söylenmesi yasaklanmış acılarına, bastırılmış sevinçlerine, gölgede bırakılmış sırlarına eğiliyor.
Ve Kırar Göğsüne Bastırırken
Ve Kırar Göğsüne BastırırkenAhmet Altan · Everest Yayınları · 2013682 okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
bu zamana kadar okuduğum en güzel deneme kitaplarından biriydi gerçekten. insanlara, insanlığa dair ne varsa bu kitapta bulabilirsiniz. duygular, tutkular, bastırılmış düşünceler, bastırılamayan düşünceler, toplumsal düşünüş biçimleri ve daha nicesi... mutlaka okumanızı öneririm.
Ve Kırar Göğsüne Bastırırken
Ve Kırar Göğsüne BastırırkenAhmet Altan · Everest Yayınları · 2013682 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle belirtmeliyim ki deneme türü pek okumam. Fazlaca eleştirme yetkinliğine de sahip olmadığımı düşünüyorum bu nedenle.. Yazar kitapta fazlaca özeleştiri yapıyor fakat bu özeleştirisi sadece kendine yönelik değil, kendinden başlayarak ülkemize ve sonra da diğer ülkelerle tüm insanlığa. Öldürmek yerine yaşatmanın savunulması gerektiğini, bunun için de entellektüellerin büyük bir rol üstlenmesi gerektiğini, susmamalarını, fakat konuştuklarında da insanların öfkesine maruz kalacaklarını söylüyor. Kendisi de bir çok kez yargılamalar geçirmiş, hatta şuan da hapiste olan biri. Atatürk'ü sevmiyor ve bunu açıkça belirtirken Atatürk'ün haklı olduğunu düşündüğü bir sözüne atıf yapıyor, Enver paşayı çok ciddi topa tutuyor, Osmanlı padişahlarını eleştiriyor, Avrupa'daki adaletsizlikleri, Nazizmi eleştiriyor ve bunların hepsini ilginç bir şekilde çocuklara masal anlatıyormuş edasıyla yapıyor. Herkesin kendi vicdanında tartması gereken bir kitap.
Ve Kırar Göğsüne Bastırırken
Ve Kırar Göğsüne BastırırkenAhmet Altan · Everest Yayınları · 2013682 okunma
152 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Yayınlanmış bütün kitaplarını okumuş bir kişi olarak Sayın Altan'ın "deneme" tarzındaki bu son kitabını öncekilere nazaran daha nitelikli bulduğumu söylemeliyim.Bu kitabın konusu olan sosyal çarpıklıkları,toplumsal düşünce hayatındaki sancıları ve oldukça cesur sistem eleştirilerini okuduğunuzda ayaklarınız bu topraklara daha sağlam basacak.
Ve Kırar Göğsüne Bastırırken
Ve Kırar Göğsüne BastırırkenAhmet Altan · Everest Yayınları · 2013682 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
Bir kitapçıda bulduğum, ilk basımına eriştiğim, tesadüfi bir kitap. Denemeler yazsa dahi düşünce dizesi olarak geçiyor ve trajikomiktir ki kitabın son sayfalarında savunmalar var. Bir dizi baş yakıyor. Kitabın adının doğuşu ise Louis Aragon’un “Mutlu Aşk Yok Ki Dünyada” şiirinin ilk dörtlüğünden alınma. Bu sayede şiiri de tekrar okumuş olduk, güzel oldu tabii. İronik, eğlenceli, yer yer düşünceli bir kitaptı, okuduğum için memnunum. (Halâ inceleme yapmayı beceremiyorum, siz beni mazur görün.)
Ve Kırar Göğsüne Bastırırken
Ve Kırar Göğsüne BastırırkenAhmet Altan · Can Yayınları · 2003682 okunma

Yazar Hakkında

Ahmet Altan
Ahmet AltanYazar · 23 kitap
1950 yılında Ankara'da doğdu. Annesi Kerime Altan, babası gazeteci Çetin Altan'dır. 1959 yılında ailecek İstanbul'a geldiler. Altan, ortaöğrenimini değişik okullarda devam etti. Bir süre Robert Kolej'e devam ettikten sonra Ankara Koleji'nde yatılı olarak okudu. Lise öğrenimini 1970 yılında İstanbul Kültür Koleji'nde tamamladı. 18 yaşında, lise öğrencisi iken evlendi. 1972 yılında bir kızı, 1980 yılında bir oğlu oldu. Bir süre Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne devam etti. 1981 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun oldu ve gazeteciliğe başladı. Gazetecilik yaşamı Gazeteciliğe Hürriyet gazetesinde gece muhabiri olarak başladı. Aynı gazetede şef muhabirliği, şeflik, dış haberler editörlüğü, köşe yazarlığı yaptı. Güneş, Milliyet ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde uzun yıllar köşe yazarlığı yaptı. Milliyet gazetesinde çalıştığı dönemde, gazetede Kürtlerin çoğunluğu oluşturduğu kurgusal bir “Kürdiye” ülkesinden bahseden yazısı nedeniyle gazetedeki işine son verildi. 2007 yılında Taraf gazetesinin kurucusu olan Altan, Alev Er ile birlikte Genel Yayın Yönetmenliğini üstlendi. Daha sonra Er'in ayrılmasıyla gazetenin Genel Yayın Yönetmenliği görevini tek başına yürütmeye devam etti. Gazetenin "Kum Saati" adlı köşesinde, köşe yazarı olarak yazılar yazdı. Eylül 2008'de Ermeni Kırımı’nın kurbanlarına adadığı bir köşe yazısı nedeniyle Türklüğe hakaretle suçlandı. Taraf gazetesi 2009 yılında Leipzig Bankası Medya Vakfı tarafından verilen dünyanın prestijli basın ödüllerinden biri olan Özgürlük ve Medyanın Geleceği Ödülü'ne, 2011'de e Uluslararası Hrant Dink Vakfı tarafından özgür ve adil bir dünya için çalışan, ilham ve umut ışığı kişilere verilen Hrant Dink Barış Ödülü'ne layık görüldü. Altan, Aralık 2012'de Yasemin Çongar ile birlikte Taraf gazetesindeki görevinden istifa etti. Taraf'taki yazılarına son vermesinin ardından 2015'e dek roman yazdı. 7 Ekim 2015'te gazeteciliğe geri döndü ve Haberdar'da yazmaya başladı. TV programcılığı Doksanlı yılların ortalarında Neşe Düzel ile birlikte Star TV'de Kırmızı Koltuk isimli tartışma programını hazırladı ve sundu. Romancılığı İlk edebî eseri "Paltolu Donkişot" adlı iki kişilik piyes idi. 1982 yılından itibaren romanlar ve deneme kitapları yayımladı. İlk romanı Dört Mevsim Sonbahar'da post modernist ögeleri kullandı ve romanın kendisini romanın konusu haline getiren üstkurmaca tarzı ile kaleme aldı. Bu romanı ile Akademi Kitabevi Roman Büyük Ödülü'ne değer görüldü. 1985 yılında ikinci romanı Sudaki İz yayımlandı. Çok satan ve çok eleştirilen bu roman, yayımlanmasından dokuz ay sonra müstehcenlikle suçlanarak toplatıldı. İki yıl süren yargılamadan sonra içindeki iki buçuk sayfalık bir bölümün müstehcen içerik olduğuna ve imhasına karar verildi. Kitap, müstehcen olduğuna karar verilen kısımları siyah bantla kapatılıp, mahkemenin sakıncalı bulduğu cümleleri içeren kararı da kitabın başına eklenerek yeniden yayımlandı. 1991'de üçüncü romanı Yalnızlığın Özel Tarihi yayımlandı. İlk romanında kullandığı üstkurmacanın çeşitli alt tekniklerini dördüncü romanı Tehlikeli Masallar'da uyguladı.[9] Bir türlü vazgeçilmeyen eski sevgilisiyle yeni bir sevgili arasında duyguları gidip gelen yalnız bir ini anlattığı bu roman, yılın en çok okunan romanlarından biri oldu. 1998 yılında yayımlanan beşinci romanı Kılıç Yarası Gibi, Yunus Nadi Roman Ödülü'ne değer görüldü. Kılıç Yarası Gibi'nin devamı sayılabilecek altıncı romanı İsyan Günlerinde Aşk, 2001 yılında yayımlandı. Bu iki romanda II. Abdülhamid dönemindeki yönetim anlayışına, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin faaliyetlerine geniş yer verdi. Bu romandan sonra "Kristal Denizaltı", "Ve Kırar Göğsüne Bastırırken" adlı deneme kitaplarını "Aldatmak" ve "En Uzun Gece" romanlarını yayımladı. Bir kadının kocasını aldatırken, neredeyse an be an hissettiklerini anlattığı Aldatmak, beş günde yüz bin adet satıldı. Ara verdiği romancılığa 2012'de Taraf gazetesindeki görevinden istifa ettikten sonra yeniden döndü. Son romanı En Uzun Gece'den sekiz yıl sonra 2015 yılında Son Oyun adlı romanını yayımladı. Bu romanın kahramanı da uzun süredir roman yazamamış bir romancı idi. İki yıl sonra yayımladığı Ölmek Kolaydır Sevmekten adlı romanda 1912-1913 yıllarında toplam altı aylık bir sürede Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan olayları bir ailenin fertlerinin hatırladıklarına dayanarak anlattı. Kılıç Yarası Gibi ve İsyan Günlerinde Aşk romanlarındaki ailenin bireyleri bu romanda günümüzde yaşayan torunları Osman’la konuşarak tekrar okuyucuyla buluştular. Davalar Altan, 17 Nisan 1995'te Milliyet gazetesinde yayımlanan “Atakürt” başlıklı köşe yazısı nedeniyle Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanıp 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı, gazetedeki işinden de kovuldu. 4 Ocak 2012'de Roboski katliamı ile ilgili kaleme aldığı “Devlet Yardakçılığı ve Ahlak” başlıklı yazısıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a basın yoluyla hakaret ettiği gerekçesiyle 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme hapis cezasını 7 bin lira adli para cezasına çevirdi. 2 Eylül 2015'te Samanyolu Haber kanalında katıldığı bir programdaki konuşmalarından dolayı Altan hakkında ‘Cumhurbaşkanı’na, hükûmete, kamu görevlilerine hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek’ iddiasıyla soruşturma başlatıldı. 2016 Türkiye askerî darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında Ahmet Altan ile kardeşi Mehmet Altan, 10 Eylül 2016 sabahında gözaltına alındı. Altan kardeşlerin, Nazlı Ilıcak ile beraber 14 Temmuz 2016'da (darbeden bir gün önce) çıktıkları TV programında “sübliminal darbe mesajı” verdikleri nedeniyle haklarında gözaltı işlemi uyguladığı belirtildi. Bu bağlamda Ahmet Altan, aynı zamanda darbeyi önceden bilmekle de suçlandı. Gözaltına alındıktan 12 gün sonra ifadesi alındı ancak savcılıkta açıklama yapacağını belirterek Emniyet'te yöneltilen hiçbir soruyu yanıtlamadı. Bu sırada Altan kardeşlerin avukatlarıyla Adliyede beraber bulunan HDP Milletvekili Garo Paylan, Altanlar hakkında verilen kararın daha avukatlara bile bildirilmeden önce, Sabah gazetesinin internet sayfasında yayınlanmasına tepki gösterdi. Kararın ardından Ahmet Altan tutuksuz yargılanmak üzere adlî kontrol şartıyla serbest bırakıldı ancak kardeşi Mehmet Altan tutuklandı. Serbest bırakılmasının üstünden 24 saat geçmeden Başsavcılığın itirazı üzerine nöbetçi 1. Sulh Ceza Hakimliğince hakkında yakalama kararı çıkartıldı. ‘FETÖ üyesi olmak’ ve ‘hükûmeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek’ suçlamasıyla tutuklandı. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 4 Kasım 2019 tarihli kararıyla “FETÖ terör örgütüne yardım etmek” suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı ve adli kontrol şartıyla tahliye edildi. 12 Kasım 2019 tarihinde tekrar tutuklandı. 14 Nisan 2021 tarihinde 4 yıl 7 ay kaldığı Silivri Cezaevi'nden tahliye edildi.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.