"Arayışlar insanı yorar" diyen yorgun bir insanın dilinden, kendi içinde kaybolmuş bir "Issız Adam"ın hikâyesi... Hikaye değil aslında, deneme gibi başlamış, roman olarak bitmiş lezzetli bir kitap...
Babası iş yerini batırıp , tutunmayı beceremeyen bu yüzden de ailesini terkeden,annesi daha sonra kanserden ölen bir adamın anne özlemi, evli bir kadına aşkı, dünyaya karşı yalnız yapayalnız hissetmesini anlatan psikolojik bir roman.
Okuduğum 5. Tufan kitabı ve hepsinde de yazarın satırlarında, belki yaşadıklarından , belki de felsefe mezunu olmasından kaynaklı hep bir hüzün hep bir negatiflik hissettim.. Ama duyguları öyle güzel betimliyor, altı çizilecek öyle cok cümle var ki ; insan bu hüzünlü kitabı bitirdiğinde bir mutluluk hissediyor içinde..
Ayrıca yazarın; babanın, kardeşin, Lola' nin ve de Muzaffer amcanın gözüyle ana kahramanı anlatması ayrıca hoş olmuş kitapta..
Kitabı okuyunca anlayacaksınız ki aslında kuşun kafesten kaçabilmesi için o gevşek bırakmıştır parmaklıkları..
Yusuf Atılgan'in Anayurt Oteli kitabındaki Zebercet'i hatırladım okurken. Oradaki Zebercet'i ne kadar sevmediysem bu kitaptaki isimsiz kahramanı o kadar cok sevdim.
Velhasıl-ı kelam hoş kitaptı.. tavsiyemdir
KİTAPLA KALIN 🤗