Barış BıçakçıVeciz Sözler
Veciz sözler adlı bir radyo programın eşliğinde,tutunamayan,özgüveni olmayan,naif,kırılgan Sulhi Saygılı’nın,yaşantısını okudum bu sefer Barış Bıçakçı’dan.Biraz Oğuz Atay,biraz Salinger atıflarıyla ve çokça veciz sözlerle.Tıpkı “ gecenin bir yarısı tren ıpıssız,karanlık bir yerde durduğunda,Hasan da Sulhi de anlamıştı:Bu dünyada,şiirden ve denize doğru giden bir trende Ritsos Üzerine konuşmaktan daha güzel bir şey yoktu.” Dediği gibi yazarın bende Ritsos’a komşu kıyıda Ege denizinde okudum tesadüf bu ya.
Güneş olmasaydı sözcükler aydınlatırdı dünyamızı.
Batan gemiyi farelerden önce sözcükler terk eder.
Aşık olmak arada sözcükler varsa mümkündür.
Liman bazı kadınlar İçin bir erkek ismidir.
Gökyüzü büyük yalanların bahçesidir.
Edebiyat insanlar arasında bir yalıtkandır.
İnsanlığın en büyük hazinesi suskunluğudur.Suskunluğun olduğu yerde derin bir uçurum gizlidir.
Aile televizyon karşısında gerçekleştirilen toplu bir intihardır.
Dinlemek doğaya aykırı olmayan bir eylemdir.
Anlatmak ateşe bakmak gibidir,gamı kederi alır.
Yarım kalan aşklar tapınağıdır yaz.
Ah şu peçeteye yazılan yazılar...Herkesin bir yerlerde sakladığı böyle bir peçetesi vardır herhalde,üzerinde ketçap,yağ ve lirizm lekeleri.Peçeteler yalnızca elinizi ağzınızı silmek için değildir,anlık duygusallıkları da emerler.