"Evinde ağır hastası olan insan bu saate kadar dışarıda kalır mı Reşat Bey oğlum?"
Yattığı yerden toparlanıp otururken söylendi: "Bu saate kadar dışarıda kalmamız keyfimizden değil, teyzanım
"Ne işiymiş böyle sabahlara kadar?"
"Teyzeciğim, durumları bilmiyor değilsiniz. Niye böyle konuşursunuz?"
"Devlet işi gündüz gözüyle yapılır oğlum. Geceler ibadet ve uyku içindir. Büyükbabalarının da mevkileri seninkinden aşağı değildi ama gece hep evlerinde uyurlardı, Reşat Bey."
"Ne kadar şanslıymışlar ki onların memleketi işgal altında değilmiş, teyzanım."
"Var mı, yok mu bu işgal! Olmuş işte. Olmuşla ölmüşe çare yoktur, oğlum. Ama bak, yeğenin henüz ölmedi. Sen memleketini bırak, Kemalimi düşün biraz da! Dün gece yine sabaha kadar öksürdü. Kan kusması yakındır. Bir hastaneye gitmesi lazım Hemen bugün.
"Devlet işi gündüz gözüyle yapılır oğlum. Geceler ibadet ve uyku içindir. Büyükbabalarının da mevkileri seninkinden aşağı değildi ama gece hep evlerinde uyurlardı, Reşat Bey."