Velileri Sevmede Ölçü

Dilaver Selvi

Quotes

See All
Acaba niçin Allah dostlarıyla uğraşılır? Bir müminin aşık olduğu ve kendisinden gece gündüz feyiz aldığı bir Allah dostuna, öbür mümin niçin düşman kesiliyor? Bunu ilim mi gerektiriyor? Hayır, müslümanım diyen bir kimse, dini ayakta tutan, takva yolunda başı çeken ve müslümanların göz aydınlığı olan bir insanla uğraşmaz. Salih insanlarla uğraşmak büyük bir imtihandır. Herkes bu imtihanda kendini görür, nefsini tanır, içini dışa yansıtır.
Seven kimse sadık, sevgisi de samimi olursa, bu sevgi, sevgiliye ait her şeye sirayet eder.
Sayfa 53 - İmam GazaliKitabı okudu
Reklam
Akıllıyım diyen nice kimseler, Yüce Allah'ı tanımadan ölüp gitmişlerdir. Dünyadaki keskin zekaları, ahirette kendilerine bir fayda vermemiştir.
Kendilerine Cenâb-ı Hakk'tan Kurân gibi bir manevî hayatı getiren Cebrail'i (a.s) ve o hayat suyunu kullara takdim eden Hz. Muhammed'i (s.a.v) inkara giderek kalbi ölü, aklı sarhoş, idrâki nurdan yoksun, basîretinin ferâseti sönmüş bir durumda kalan şu insanoğlu, acaba neyi bekliyor; hayatlarına ve hesaplarına son verecek Azrâil'i mi?
"Onları hidayet yoluna çağıracak olsanız, işitmezler. Onların sana baktıklarını görürsün, halbuki onlar (basîretleri kör olduğu için senin gerçek yüzünü) göremezler." Resûlullah'ı (a.s) bizzat gördüğü halde onun hakikatini ve Cenab-ı Hakk'ın onunla kainata yaydığı nuru göremeyen insanlar çoktur. Bu kimseler, manevi körlük içindedirler. Onun için yerde ve gökte her gün yüz yüze geldikleri binlerce ilâhî ayeti ve alameti de göremiyor, fark edemiyor, manalarını çözemiyor, taşıdığı sırrı, verdiği mesajı anlayamıyorlar. Cenab-ı Hakk, ekseriyetin içine düştüğü bu manevî kalp hastalığına şöyle dikkat çekiyor: "Göklerde ve yerde onların (hergün yanından) uğrayıp geçtiği (kudretimizi gösteren) nice ayetler var. Fakat onlar, (gaflet içinde bakıp hiçbir şey anlamadan) yüz çevirip gidiyorlar. İnsanoğlundaki bu gafletin ve manevî körlüğün tedavisi ekseriyetle ahirete kalmıştır. Arâf 7/198. Yusuf 12/105.
O da bizim gibi bir insan! Bizi o mu hidayete ulaştıracak?" "O aklını yitirmiş, ne dediğini bilmiyor! Ona gelen feyiz ve rahmet, bize de gelse ya! Hem ne farkımız var ki!" "O bu sayede baş olmak, şöhret bulmak istiyor! Derdi dünyadır; sakının!" "Biz, bu zamana kadar böyle şeyler görmedik! Alıştığımız hayatın şeklini ve akışını mı değiştireceğiz, olmaz öyle!" "Onun bizden üstün bir yanı yok ki! Hem biz mal, ilim ve makam olarak ondan daha üstünüz. Aslında itibar ve yöneliş bize olmalı!" "Bizim aklımız bize yeter, başkasına ne hâcet!"
Reklam
"Tarikat ve velayet hak ise niçin münkiri ve düşmanı vardır?" sorusuna, Seyyid Muhammed Râşid hazretleri şu cevabı vermiştir: -Aleyhinde konuşulması tarikatın hak olmadığını göstermez. Baksanıza, dinin güneşi Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimiz ve getirdiği hak dinin hakkında da ileri geri konuşanlar vardır ve kıyamete kadar da olacaktır. Nice iftiracılar ve münkirler bu dini karalamak için mücadele vermektedirler. Onlar bilmiyor ki, kendilerinin bu güzel din hakkındaki yalan ve iftiraları onun daha güzel ve sağlam bir şekilde yayılmasına vesile olmaktadır. Kainatta her şey zıddı ile bilinmekte ve ayakta durmaktadır. Tarikat aleyhindeki iftiralar da, onun saf ve temiz bir hâl alarak yayılmasına sebep olur. Allah'ın sünneti böyle cereyan etmektedir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.