Tutkuyla yaratılmış bir eser, her zaman kendine has bir damga taşır. Doğanın ya da düşüncenin temsillerine hakiki renkleri katma yeteneği dehayı oluşturur ve bu açıdan tutku onun yerini alır.
İhtirasla tasavvur edilip başarılan bir eserde daima bir hususiyet bulunur. Sanat eserleri tabiatın, fikrin birer tercümesi sayılır; bundan aslın güzelliğini gösterecek renkleri bulmak dehanın harcıdır, ancak ihtiras bazen dehanın yerini tutar.