Bu ilksel varoluş zemininde, ne vicdanın çağrısının kaynağı bir özne ne de bu çağrıyı duyan bir nesne vardır. Vicdan, bu kökensel telaffuz sırasında, dünyadaki bir olaya, haksızlığa, suça işaret etmez; söz konusu telaffuzda, kamusal ya da beşeri vicdan gibi bir adalet beklentisi cisimleşmez.