Stefan Zweıg, kısa öykülerle vermek istenen mesajı hiç uzatmadan veren, bu mesajlarla okuyucuyu etkileyen ve düşündüren yazarların başında geliyor benim için. Bu kitabında da diğer kitaplarında olduğu gibi kısacık bir öyküyle okuyucuyu sorgulamayı başarıyor.
Kitap ülkede çıkan savaşı bastırmak için Kral tarafından görevlendirilen Vırata'nın, savaşta farkına varmadan abisini öldürmesiyle başlıyor. Öldürdüğü kişilerin arasında abisinin ölü gözlerine rastlayan Vırata'nın yaşadığı bu olay sonucu hayatında yaptığı değişikliklerin anlatılmasıyla devam ediyor.
Kitap adalet, iyilik-kötülük, pişmanlık, empati, erdem gibi konulardan oluşuyor.
Hiç düşündünüz mü, biz isteyelim ya da istemeyelim, bir eylemde bulunalım ya da bulunmayalım başkalarının kaderlerinde etkili olabiliyoruz. Hiçbir eylemde bulunmayarak, insanlardan uzak yaşamak bile olacak olanın önüne geçmemizi engellemiyor. Her ne kadar günahlardan kaçarsak kaçalım dünyada günahsız yaşamanın mümkün olmadığını ince ince işleyerek okuyucuya sunuyor yazar.
Yazarın okuduğum kitapları arasında Santrançtan sonra en etkilendiğim kitabı oldu diyebilirim.
Bu kitabı da okuma listenize eklemenizi öneririm. Keyifli okumalar :)