Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Walter Benjamin ya da Bir Devrimci Eleştiriye Doğru

Terry Eagleton

Walter Benjamin ya da Bir Devrimci Eleştiriye Doğru Sözleri ve Alıntıları

Walter Benjamin ya da Bir Devrimci Eleştiriye Doğru sözleri ve alıntılarını, Walter Benjamin ya da Bir Devrimci Eleştiriye Doğru kitap alıntılarını, Walter Benjamin ya da Bir Devrimci Eleştiriye Doğru en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Dilsel belirsizlikler mutlaklaştırıldı ve bütün bunlara verilen ad Tanrı oldu."
Geçmişi ekseni etrafında döndüren şimdinin pratiğidir, Benjamin’in Mesihçiliğinin özel olarak reddettiği türde bir içkin telos [erek] değildir. Dolayısıyla diyalektik düşünce içine dalacağı boş uzamın, Führer’in çizmeleri altında dağılan geçmiş olduğunu söylemeye handiyse ayartılabilir. Bu –“Üçüncü Dönem” çizgisi- elbette kabul edilemez, zira başlıca nedenlerden birini söylemek gerekirse, faşizm tarihi un ufak ederken beraberinde geleneği de yok eder; ama sanki “monad”ın tüm çelişkilerinin açığa çıkarılabilmesi için, bu olanağı düşünmek, tarihin faşist silinişi ile devrimci silinişi arasındaki zahiri ilişkileri kabul etmek zorunlu gibidir. Faşizm teleolojiyle alt edilemez, çünkü faşizm bir anlamda bizatihi telos’un grotesk taç giyişidir, tarihi tüyler ürpertici şekilde tamamına erdiren Deccal’in gelişidir; ama bu tikel telos geçmişini imha etmek sorunda olduğundan, aynı zamanda hiçliği nihayete erdiren bir teleoloji karşıtlığıdır. İşte bu nedenle ancak geçmişin teleoloji karşıtı bir tarzda kazılmasıyla hakkından gelinebilir.
Sayfa 74
Reklam
Tarihsel materyalizmin ortaya çıkışından önce yazan William Blake, sınai kapitalizme eleştirisini ilahiyatçı terimlerle yapmıştır. Müteakip sınırlarına karşın, bunun gücünü aşan tek bir materyalist eser çıkmamıştır. Gördüğümüz gibi, Benjamin benzer şekilde idealist tarafından ilerleyebilir: Marksizmdeki büyük akıl hocası Lukacs gibi kayda değer derecede daha tehlikeli bir pozitivizmle savaşmak için idealizmin çiftdeğerli kaynaklarına başvurur.
Sayfa 224
Tarih ile gelenek diyalektik bir bütün oluşturur: “Her kültürel belge aynı zamanda barbarlığın bir kaydıdır.” Ama geleneği oluşturan krizler basit bir birlik haline getirilemese bile, yine de karmaşık bir takımyıldızına çekilebilir; zaten tarihsel materyalizmin görevi de “tarihi tersten fırçalamak”, bu takımyıldızı imgesinde yeniden inşa etmektir: “Tarihselcilik tarihteki çeşitli anlar arasında nedensel bir bağ kurmayı yeterli görür. Oysa bir neden olan hiçbir gerçek sırf bu nedenle tarihsel değildir. O ancak ölümünden sonra, deyim yerindeyse, birbirinden belki de binlerce yılla ayrılan olaylar aracılığıyla tarihsel hale gelmiştir. Bunu nirengi noktası olarak alan tarihçi olaylar silsilesini bir tespihin taneleri gibi anlatmayı bırakır. Bunun yerine, kendi çağının oluşturduğu takımyıldızını önceki bir takımyıldızıyla beraber kavrar. Böylece Mesihçi zaman parçalarıyla dolu olan ‘şimdinin zamanı’ olarak bir şimdi anlayışı oluşturur.”
Sayfa 71
...medya teknolojisi ile idealist meditasyon arasında sıkışıp kalmış olan bizler...
Bu tür analizin tam teşeküllü bir sunumu için yüzümüzü Nietzsche’ye dönebiliriz. “Bir tarihçi açısından bundan daha önemli özdeyişlere rastlanmaz: bir şeyin kökenlerinin ve sonraki hallerinin asıl sebeplerinin, onun bir amaçlar sistemiyle birleşmesinin apayrı dünyalar olduğu; var olan her şeyin, kökeni ne olursa olsun, yepyeni niyetlerle başa geçmiş olanlarca düzenli olarak yeniden yorumlandığı; organik dünyanın tüm süreçlerinin üstün gelme ve aşma süreçleri olduğu ve buna mukabil her üstün gelme ve aşmanın –ilk anlam ve amacın ister istemez ya gölgede kaldığı ya da tamamen kaybolduğu bir akışla – yeniden yorumlama, yeniden düzenleme anlamına geldiği.” Nietzsche Marx’ın geçiş formülasyonlarını cüretkar derecede müspet bir noktaya taşır ki, Walter Benjamin’in gözünden de kaçmaz bu… Marx “ilk anlamı” yadsımak isterken, Nietzsche bunu bastırmak ister…
Sayfa 92
Reklam
William Wordsworth’ün “Çocuk insanın babasıdır” sözleriyle çoğu zaman Freud’un sezgisel açıdan öncüsü olduğu söylenir. Oysa Wordsworth anlatıyı tersine çevirmekten başka bir şey yapmamıştır: Hala babalar ve çocuklar, kökenler ve türevler, açılmalar ve kapanışlar vardır, ama artık kelimelerin yeri değiştirilebilir hale gelmiştir. Sebep-sonuç
Sayfa 92
Benjamin aura’lı olanın böyle basit bir şekilde aşağılanmasını reddediyor olsa da, bunun nedeninin elbette Bergson’dan farklı olarak aura’nın devrimci potansiyelini görüyor olmasıdır: “Uyanıldığında düş öğelerinden yararlanılması diyalektik düşüncenin ders kitaplarına konu olacak bir örneğidir. Dolayısıyla diyalektik düşünce tarihsel uyanışın organıdır.” Tarihin depoladığı bellek izleri sadece Proust’un kurabiyesinin izleri, Irwing Wohlfarth’ın tabiriyle “bir bardak suda koparılan fırtına”nın izleri değildir; bunlar aynı zamanda, Benjamin’in hatırlattığı gibi, özgürleştirilmiş torunlarımıza dair hallerden daha çok bizi isyan etmeye teşvik edebilecek olan belleğin köleleştirilmiş atalarının izleridir. Freud’un bize öğrettiği gibi, hatırlayamadığımız şeyi tekrarlarız ve hatırlamamamızın nedeni hoş olmamasıdır. Eğer atalarımızı hatırlayabiliyorsak, o zaman bir şok anında tatsız bellek izini tetikleyebilir, tarihin süremini parçalayabilir ve gelenek güçlerinin şimdiyi dağıtmak üzere toplanabileceği boş alanı yaratabiliriz. Bu şok anı sosyalist devrimdir.
Sayfa 106
Kibar miyop melek, nasıl üstüme saldın bu rezil paçavraları pişirdiğim kitaplarından kalan. Dur şimdi: dağıl, yok ol.
Reklam
Benjamin’in dikenli meseli, merkezinde uyuyan hakikati, burun kıvırdığı yakışıklı prens kadar kibar bir şövalyelikle yüzeysel bir salıverilmeden korur; bu varsayımda çok cinsiyetçi olsa da, bir başkasında da öyledir. Zira hakikat (kadın) hem kusursuz hem dikenlidir, hem pasif hem tehditkardır ve uyanmasına neden olan şaplak aynı zamanda ona edilen tecavüzün şaplağıdır. Kadın, tıpkı hakikatin kendisi gibi, hem güzel dokunulmaz çocuktur hem de mecazi olarak saldırıya uğrayan mutfak yamağıdır.
Sayfa 67
Barok eskatolojiyi reddeder: Dünyevi şeyleri şimdi bile toparlayan ve yücelten içkin bir mekanizma göstermez. Bunun yerine, dünyevi nesnelerin bolluğu öbür dünyanın bir tür yağması olarak görülür: Tarih tamamen sekülerleştikçe, cenneti onun terimleriyle nitelendirmek o kadar zorlaşır. Cennet böylece salt bir gönderene, boş bir uzama indirgenir, ama bu boşluk bir gün tüm dünyayı feci bir şekilde yutacaktır. Bu apokaliptiklik bizim için Benjamin’in düşüncesinin en soyut öğelerinden biri olsa da, tüm idealizmine karşın tarihsel materyalizmin üretken ölçüde kötümser yanına yaklaşan bir tür “olumsuz diyalektiğe” işaret eder. Öyle ki, “kötü taraftan başlamak”, kendisinin Baudelaire incelemesinden açıkça anlaşılacağı üzere, Benjamin için yöntemsel bir önkabuldür: “Hakikati yanlışın içinden çekip çıkarmak materyalist yöntemin kalkış noktası değil, hedefidir. Başka bir deyişle, kalkış noktası hatayla, doxa ile yüklü nesnedir.”
Sayfa 40
Karnaval keşmekeşi, tersyüz etme küstahlığı, putkırıcılığın kıkırdayışı: Bunlar tarihsel materyalizm için çelişkinin şakası ve onun haz verici salımı olan derin komedinin alternatifleri değil, uğraklarıdır.
Tarih tamamen sekülerleştikçe, cenneti onun terimleriyle nitelendirmek de o kadar zorlaşır. Cennet böylece salt bir gönderene, bir boş uzama indirgenir.
Gösterge küçük burjuva aydının metası haline gelir; onun cinsel cazibesine kapılmasının başlıca nedenlerinden biri de striptizcinin/soyunanın bedenselliği ile ele avuca sığmazlığını gösterip de vermeyerek birleştirmesidir. Striptiz gösterilerinin gerçek cinselliğinin ikamesi olduğunu söyleyenlere, küçük burjuva göstergebilimci hiçbir şeyin daha maddi olmayacağı yanıtını verecektir. Diğer yandan, göstergebilim göstereni yararlı bir şekilde fetiş niteliğinden kurtarabilir, ama göstereni, tıpkı meta mübadelesi gibi, kendinden başka hiçbir şeyden bahsetmeyen bir söylemin derhal silinmiş anına indirgeme tehlikesi barındırır. Keza bunu salt bir benzetme olarak görmemek gerekir, zira anlamlandırmayı bütünlüklü bir şekilde düşünmeye çalışırken göstergebilimin bizi soktuğu üretken çıkmaz bir anlamda her zaman oradaydı, maddiliğini bir düzeyde bastırıp başka bir düzeyde gözümüze gözümüze sokuyor gözüken göstergeleri deşifre etme sorununu her gün karşımıza çıkaran bir meta üretimi tarihi tarafından şekillendirilmiştir.
Sayfa 51
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.