“… evi huzur içinde varılan, özgürce terk edilen, mutlulukla uzaklaşılan bir liman ve sığınaktı. Dışarının fırtınalarınca sürüklenmiş, kuşatılmış ve kovalanmış insanlar. Ya iç fırtınalar?”
“… artık aynı kişiler olmadığımızı da biliyoruz, artık yalnızca aynı kişiler olmadığımızı bilmekle de kalmıyor; ama artık neden aynı kişiler olmadığımızı da biliyoruz, siz daha bilgesiniz; ama daha hüzünlü değil, ben daha hüzünlü; ama bilge değil çünkü ben bilgelikten yana nasibimi fazlasıyla aldım oysa hüzün yaşam boyu hep eklemelerde bulunabileceğimiz türden pul ya da yumurta biriktirmek gibi bir şey, her yenisinden sonra insanın kendini daha kötü duyumsamadığı bir şey, öyle değil mi?”
“… şimdi amaçsızca gidiyor gözüksem de hiç de öyle değil aslında, nasıl geldiğimde amaçsız gelmediysem, ayrılırken de amaçsız gitmiyorum buradan, tek fark bir zamanlar dipdiri olan amacımın şu anki pörsümüşlüğü…”
“Bugünkü neşesiz gülüş bir zamanlar zorlamaydı, bugünkü zorlama gülüş bir zamanlar acıydı. Ya bugünkü acı gülüş bir zamanlar neydi? Gözyaşlarıydı Bay Watt, gözyaşlarıydı.”