Kal u Bela'da Tanrı, "Ben sizin Rab'biniz değilmiyim" diye sorduğunda, Kürtler "Bele" derken tanrıyı inandırmamış olacaklar ki lanetlenmekten kurtulamadılar. Kavimler dünyanın dört bir tarafına dağılırken, Mezopotamya'nın kalbi sayılan Amed'ten geçmek zorunda kaldılar.
Amed, kalkan balığı gibi surları ve dört ana yöne açılan dört ana kapısıyla, Mezopotamya'nın adeta kalbi gibidir. Tanrı'nın suyu Dicle, insanlara, kavimlere ve Peygamberlerine hayat vermek için Fis kaya'ya yanaştığında bütün hırçınlığını ve taşkınlığını bırakırken, nazlı, uysal ve alımlı bir kısrak görünümünü alır.
Sümerlerin "İdigna", Babillerin "İdiklat" ve daha sonraları kavimlerin "Tıgris" dedikleri Dicle, günün her saatinde değişik renklere ve seslere bürünür.