Türlü acılarım arasında çevremdeki güzelliğin, büyük ya da küçük şeylerin harikalılığının farkına varabiliyordum: yoldaki bir çöl çiçeğinin rengi ya da güneş dağların üzerinden batarken gökyüzünün muhteşem rengi.
Özellikle annesini kaybettikten sonra kendi içsel sorunlarıyla bir türlü başedememiş bir kadının ilham verici gerçek cesur hikayesi. Kitabın genel anlamda net öz bir dili var ve öyle edebi süslemeler içermeden bile beni etkiledi açıkcası. Kadının bu yürüyüşe çıkmaya karar verişi, sebepleri sebepsizlikleri, acemiliği, korkusu,öfkesi, kırgınlığı.. her şeyini çok berrak bir şekilde dürüstçe ortaya dökmesinden etkilenmemek mümkün değil zaten.
Babaların işi çocuklara nasıl savaşçı olunacağını öğretmek, ata binmek ve gerektiğinde savaşa gitmek için kendilerine güvenmelerini sağlamaktır. Bunu babandan öğrenmezsen kendi kendine öğrenmek zorunda kalırsın.