Zamanın kıyısındaki kadın, Marge Pıercy' nın ekolojik ve feminist ütopyasıdır.
Yaşamı boyunca hayatına giren erkekler tarafından çeşitli şiddetlere maruz kalan, yaşadığı toplumsal sınıfın beklentilerini karşılayamayan Connie, birgün hamile yeğeni erkek arkadaşının şiddetinden korumaya çalışırken kendini akıl hastenesinde buluyor. Romanımız da Connie' nin akıl hastanesinde yaşadığı ve hissettiği olaylardan oluşuyor. Connie, kaldığı hastanede zaman zaman geçmişe, zaman zamanda geleceğe yolculuk ederek yaşadığımız dünyadaki pek çok konuyu anlamaya çalışıyor; olayları tek tek sorguluyor.
Kitabımız adlandırılken feminist ütopya destekte, kitap kadın erkek eşitsizliğinin yanında, toplumsal sınıf ayrımı, ırkçılık, bilim dünyasında etik alandan uzaklaşmış bilim adamları, savaşlar gibi pek çok konuya akılcı bir tarzda değiniyor. Ayrıca kitapta en çok beğendiğim kısım, bu tarz kitaplarda çok az rastlanılan, karakterin içinde bulunduğu psikolojik durumu çok güzel anlatmış.
Yazar kurduğu ütopyaları ince ince, okuyucunun aklında soru işareti kalmayacak şekilde, süsten uzak, yalın ve akıcı bir şekilde kaleme almış.
"Tüm yaşamım boyunca babam, ağabeyim Luis, okullar, patronlar,polisler, doktorlar, avukatlar, sosyal görevliler, pezevenkler ve ev sahipleri tarafından itilip kakıldım. Bunu yapabilecek herkes tarafından. Bir kedi tarafından da aşağılanmaya gelemem doğrusu." (Syf.111)
Keyifli okumalar
