Hayat, bir sonbahar yaprağının ardından gidilemeyecek kadar değerliydi. İnsan seviyorsa hemen söylemeli, küsse barışmalı, hayatı ertelememeliydi. Zaman gelip de hatıralara bir silgi vurmadan yaşanmışların değeri bilinmeliydi.
" Küçük kız bakar mısın?"
" Söyle Nebiş'im benim..."
" Sen beni nereden tanıyorsun?"
" Ben seni her gün görüyorum,çok da seviyorum. Seninle çok iyi anlaşıyoruz aslında biz. Aslında çok eskiden beri tanıyorsun beni. Aramızda kimsenin yıkamayacağı özle bir bağ var. "
" Peki bu adam kim? "
" O da beni eşim Ahmet. O da seni çok seviyor. Hatta sana her gün çikolata bile alıyor."
" O zaman size teşekkür ederim. "
Evime gitmek istiyorum ben. Bu ikisi belli ki iyi insanlar ama evimi çok özledim. Gitmeye de korkuyorum. Ya evde yoksam?
Fark ettim ki her canlının kendi içinde yarattığı kocaman bir dünya varmış ve asıl dünya orasıymış.Eğer oranın hakimi olmayı başarabilirsen,,sana kimse dokunamazmış.