Ya Gazi Paşa Duyarsa

Erdal Sarızeybek

Ya Gazi Paşa Duyarsa Gönderileri

Ya Gazi Paşa Duyarsa kitaplarını, Ya Gazi Paşa Duyarsa sözleri ve alıntılarını, Ya Gazi Paşa Duyarsa yazarlarını, Ya Gazi Paşa Duyarsa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Adalet bir gün herkese lazım olur, olacaktır hatta gücünü oturduğu koltuk alanlara da. Fazla zamanımız kalmadı, hep kaybediyoruz, hep yok ediyoruz kazandığımız yok. Değerlerimiz avuç içinde buz misali eriyip gidiyor gözlerimiz önünde, umudu da yitiriyoruz yarınlardan. Olmayan yarınlarda güneş yeniden doğmaz, Gazi Paşalar ölür o zaman. Biz ya Gazi Paşa duyarsa diyoruz, korkmuyorlar. Sanıyorlar ki Gazi Paşa duvardaki resim ya da meydandaki anıt. Yanılıyorlar ama farkında bile değiller. Gazi Paşa köylüdür milletin efendisi. Cumhuriyetin bekçisi Türk gençliğidir. Emeklidir, işçidir, memurdur, Bilmiyorlar ki Gazi Paşa biziz, çocuklarımız, geleceğimiz. Biz ya Gazi Paşa duyarsa diyoruz, korkmuyorlar. Sanıyorlar duymaz. Gene aldanıyorlar, Gazi Paşaların her yerde olduğunu bile bilmiyorlar. Biz ya Gazi Paşa duyarsa diyoruz, korkmuyorlar. Duysa ne olur diyorlar. Biz ne zor günler yaşamadık mı? Biz ne acılar çekmedik mi? Ne demişti Gazi Paşa o zamanlar, hatırlayınız: Geldikleri gibi giderler! Ama gaflettekiler geldikleri gibi gideceklerinin farkında bile değiller! Biz Gazi Paşa'ya inanıyoruz. Türk milletine hizmet etmeyenlerin, Türk'ün varlığını yok etmek isteyenlerin geldikleri gibi gideceklerine inanıyoruz. Biz Gazi Paşa'nın ölmediğine, her Türk Genci'nin aklında ve yüreğinde yaşadığına inanıyoruz. Biz Türk milletinin bağrından daha nice Gazi Paşaların çıkacağına ve onların liderliğinde asil milletimizin layık olduğu huzur ve mutluluğa kavuşacağına inanıyoruz. Biz ısrarla diyoruz ki Ya Gazi Paşa Duyarsa? Korkmuyorlar, anlamıyorlar, görmüyorlar, aldırmıyorlar ama bu gaflet uykusundakiler bilmiyor ki Gazi Paşa sizsiniz!
Umudumuz bu. Bir yandan ulusal çizgide olanların birleşmesi diğer yandan makam ve mevki hırsı olmayanların bu çizgidekilere desteğiyle bir kurtuluş umudu görüyoruz biz. Zamanımız daralıyor. Acele etmeliyiz. Sesimizi yükseltmeliyiz. Bu umudumuzu destekleyecek çok insan var ülkemizde, ülkesini seven, halka hizmetten başka düşüncesi olmayan. Şehit anaları yanımızda. Gaziler bizimle omuz omuza. Çiftçiler, emekliler, işçiler, köylüler, PKK'nın tehdidinden bıkmış doğudaki halkımız, göç etmek zorunda kalıp batıya yerleşen ve de sefaleti oynayan halkımız, memurlar bizimle. en önemlisi gelecekten endişeli Türk Gençliği, en büyük güç! Daha ne istiyoruz ki, bundan büyük bir güç olabilir mi? Bize karşı olanlar kim ki? Bazı medya ve bazı sermaye grupları kaç kişi eder ki? Sağdan saysanız soldan saysanız bir milyon. Onların destekçileri, makam ve mevki peşinde koşanlar, İmralı'dan medet umanlar, ülkeye değil başkalarına hizmet edenler, hepsi hepsi deyin ki on milyon. Türkiye on milyon değil ki seksen milyona yakın. Bizimle baş edebilirler mi? Şehit olan biziz, açlık sınırında yaşayan biziz, borçlu olan biziz ama bu ülkenin sahibi de biziz, hesabı soracak da biziz.  Zaman yok, kalmadı. İnanın acele etmemiz gerek birleşmek için, ulusal bir yapı altında toplanmak için. Kimseye ihtiyacımız yok bizim. Kimseden icazet almaya ihtiyacımız yok, biz bize yeteriz. Neyimiz varsa satar savarız, destek oluruz birbirimize. Ama bu içimizdekiler ortaya çıksın artık, çıksın ve de sesini bize duyursun. Sesini halkımıza duyursun. Bir umudumuz olsun gelecekten. Güvenli bir ülke, güvenli bir gelecek bırakmak istiyoruz çocuklarımıza, başka dileğimiz yok.
Reklam
Ne acı değil mi? Emir verme durumunda olanların acizliği ne acı! Bizi yönetenlerin ne yapacağını bilememesi ne acı! Katilin yandaşlarına verilen her tavizin, onları cesaretlendirdiğini görmemek ne acı! Bu cesaretle polise, jandarmaya saldıranların devletin polisini, jandarmasını şehit etmesi ne acı!
... ama giden ne yazık ki geri gelmiyordu ve ateş hep düştüğü yeri yakıyordu...
Şimdi bile hatırlıyorum; pırıl pırıl öğretmenlerim, saygın ve asil, Atatürkçü, ülkesini seven, Yerli malı haftaları, akla ve fikre ilmin ve bilimin egemen olduğu yıllar. Önce yerli malı bitti ya da bitirildi, ithal et yedik deli dana, buğday yedik ithal, tarım ve hayvancılığın gözde olduğu ülkemizde ete, buğdaya muhtaç olduk. Ardından, önce PKK denen kan dökücü teröristler öğretmenlerimizi öldürdü ve biz koruyamadık yeni neslin eğiticilerini. Sonra derken kemer sıkma politikası aldı yürüdü. Maaş yetmez oldu öğretmenimize, kimi simit satmaya başladı, kimi şoförlük yaptı. Sonra paralı dershaneler açtık, aldılar gittiler en iyi öğretmenlerimi, düşünmediler parasız olan ne yapsın! Doğu, Güneydoğu bir çile yeri oldu öğretmenime terör belasından; odun yok, kömür yok, okul yok. Bir derslikte beş sınıfa birden nasıl ders verilir? Gelin de görün bizim öğretmenimizi Van'da, Hakkari'de, nasıl beş sınıf birden yetiştirilir bir sınıfta, görün.
25 öğeden 21 ile 25 arasındakiler gösteriliyor.