Alex klasiklere düşkündü: Dickens, H. G. Wells, Mark Twain, Jack London. Favori yazarı London'dı. Tezgâha yaklaşan bütün karkuşlarını* Vahşetin Çağrısı'nı okumaları için ikna etmeye çalışırdı. McCandless çocukluk yıllarından beri London'dan çok etkilenmişti. London'ın kapitalist topluma yönelik ateşli suçlamaları, ilkel hayatı yüceltmesi, işçi sınıfını ve halkı savunması; tüm bunlar McCandless'ın tutkularını yansıtmaktaydı. London'ın abartılı Alaska ve Yukon tasvirlerine çekilen McCandless, Vahşetin Çağrısı ve Beyaz Diş romanları ile Ateş Yakmak, Bir Kuzey Serüveni ve Porportuk'un Aklı gibi öyküleri defalarca okudu. Bu öykülerden öylesine etkilenmişti ki, bunların kutup bölgesine yakın topraklardaki yabani hayatın gerçeklerinden ziyade, London'ın romantik duyarlılığını yansıtan, hayal gücü ürünü kurgu eserler olduğunu unutmuş gibiydi. McCandless, London'ın Kuzey'de yalnızca tek bir kış geçirdiğini ve Kaliforniya'da, kitaplarında savunduğu fikirlerle çok da bağdaşmayan yerleşik bir hayat sürdüğü kendi mülkü olan çiftliğinde kırk yaşında, kontrolünü yitirmiş bir alkolik ve obez olarak intihar ettiği gerçeğini de gönül rahatlığıyla görmezden gelebilmişti.
*Karkuşu ( Snowbird): Amerika'nın kışları çok karlı ve soğuk geçen kuzey bölgelerinde yaşayan ve kışları güneydeki daha sıcak eyaletlere taşınan, çoğu emekli olan kimselere verilen ad.