merhabalar. sekizinci sınıfın başlarında kitap okuma alışkanlığı kazandıktan sonra hevesle alıp okuduğum kitabın, bugün son kitabını altı yıl sonra okudum. evet okuma tarzım çok değişti. artık bu tarz kitaplara dayanamıyorum bile. ama şunu anladım, 8. sınıftaki sudem bu kitabı okuduğum için mutlu. sonunu tahmin edemezdi, şimdi sonunu biliyor. evet konuya gelirsek, yazarın çok küçük yaşlarında yazmaya başladığı bir kitap olduğunu biliyordum. bu kitapta yazarın büyüdüğünü anladım. olgunlaştığını, bir kadınla bir erkeğin muhabbettinin makul bir dille olacağını. bunun daha doğru olduğunu düşünerek yazdığını anladım. konu güzel işlenmişti. ama şöyle bir sıkıntı vardı sürekli geçmişteydik. o kadar çok kitap içinde geçmiş sahne okudum ki beni baydı. sürekli ölü karakterler Doğa'nın içinde konuşuyorlar. yani sadece ölüleri okumuş gibi hissettim. gerçekten buna hiç gerek yoktu. serinin son kitabıydı. bu kadar çok gereksiz betimleme olmasaydı da, gerçek bir son şeklinde okuyabilseydik. gerçekten hayatlarına nasıl devam ediyorlar. mutlular mı? vicdanları rahat mı? gece ne durumda? bu hisleri biraz öğrenmek istemiştim. o konuda biraz yarım kaldım gibi oldu. şu anki okuma tarzıma uygun değil, okurken garip hissettim. ama dediğim gibi, geçmişte okuduğum ve senelerce merak içinde kaldığım kitabın son satırlarını okumak beni memnun etti. ufak halime sesleniyorum. mutluyuz canım.