Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yabanın Çağrısı

Jack London

Yabanın Çağrısı Sözleri ve Alıntıları

Yabanın Çağrısı sözleri ve alıntılarını, Yabanın Çağrısı kitap alıntılarını, Yabanın Çağrısı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dürüstlük sökmüyordu. Bir kere yıkıldın mı, sonun geldi demekti.
Gördüğü günlerin sayısından ve içine çektiği nefeslerin toplamından çok daha yaşlıydı
Reklam
Yüzyıllar boyu burunlarını yıldızlara uzatıp uluyan ve çoktan ölüp toprak olmuş atalarının Buck aracılığıyla ulamasıydı bu. Ritmi onların ritmiydi; onların üzüntülerinin ve sessizliğin, soğuğun ve karanlığın onlar için anlamını ifade eden ritmiydi bu.Yani bu kadim şarkı,hayatın nasıl bir kukla olduğunu gösterircesine, Buck'ın içinde kabardı.
Elinde sopası olan adam kanunları belirleyen kişiydi, onunla mutlaka dost olmak gerekmiyordu ama o itaat edilmesi gereken bir efendiydi.
Elinde sopası olan adam kanunları belirleyen kişiydi, onunla mutlaka dost olmak gerekmiyordu ama o, itaat edilmesi gereken bir efendiydi.
Sayfa 18 - Nora Kitap, 1. Basım, Çev. Eren KaradağKitabı okudu
Reklam
Postunu kurtarabilmek için ahlaki bir meseleyi savunmaktan kaçınması, ilkelliğini tamamladığını kanıtlıyordu. Zevk uğruna değil, yalnızca midesinin çıkardığı yaygara yüzünden çalmıştı. Sopaya ve dişe duyduğu saygıdan dolayı, açık açık değil, gizlice ve kurnazca hırsızlık yapmıştı. Kısacası, tüm bunları yapmıştı çünkü onları yapmak yapmamaktan daha kolaydı.
Sayfa 35 - Nora Kitap, 1. Basım, Çev. Eren KaradağKitabı okudu
Hayatın doruk noktasını belirleyen ve ötesine geçmenin mümkün olmadığı yoğun bir sarhoşluk anı vardır. İşte, yaşayanların paradoksu da budur: Bu sarhoşluk, kişinin tüm benliğiyle hayat dolu olduğu bir anda gelir ama aynı zamanda, kişiye hayatta olduğunu tamamen unutturur. Bu sarhoşluk, bu hayatta olduğunu unutma hali, adeta alev almış bir sayfaya kendini tamamen kaptıran sanatçıda görülür; mahvolmuş bir arazide, savaşmaktan çılgına dönmüş ve artık merhameti dahi geri çeviren askerde görülür ve işte aynı sarhoşluk şimdi, tam önünde ay ışığına doğru koşmakta olan canlı avın peşinde, o eski kurt çığlığını ünleyerek gayretle ileri atılan sürü lideri Buck'ta da görülüyordu. Doğasının derinliklerini, doğasının kendinden bile derindeki kısımlarını haykırıyor, zamanın rahmine geri dönüyordu. İçinde köpük köpük kabaran yaşam, varoluşun alçalıp yükselen dalgaları, bedenindeki her bir kasın, eklemin ve sinirin ölümden başka her şeyi, ışık ve coşkunluk saçan her şeyi bünyesinde barındıran mükemmel neşesi onu sarıp sarmalamıştı; bu hislerin kapladığı benliğini hareketleriyle dışa vuruyor, yıldızların altında, kımıldamaksızın uzanan ölü toprağın üzerinde övünçle uçuyordu.
Sayfa 55 - Nora Kitap, 1. Basım, Çev. Eren KaradağKitabı okudu
Hayatta kalma uğruna verilen zalim mücadelede engel teşkil eden hatta gayet fuzuli kaçan ahlak kavramının da çökmüş ya da çökmekte olduğunu gösteriyordu. Sevgi ve birliktelik kanunlarının hüküm sürdüğü Güney topraklarında, özel mülkiyete ve kişisel duygulara saygı duymak gayet yeterliydi, fakat sopa ve diş yasasının hükmündeki Kuzey topraklarında, bu tip şeyleri göz önünde bulunduran kişi tam bir aptal demekti ve onları gözlemlediği kadarıyla da bu şekilde rahata ermeyi başaramazdı.
Sayfa 34 - Nora Kitap, 1. Basım, Çev. Eren KaradağKitabı okudu
Hayatın doruk noktasını belirleyen ve ötesine geçmenin mümkün olmadığı yoğun bir sarhoşluk anı vardır. İşte, yaşayanların paradoksu da budur: bu sarhoşluk, kişinin tüm benliğiyle hayat dolu olduğu bir anda gelir, ama aynı zamanda, kişiye hayatta olduğunu tamamen unutturur. Bu sarhoşluk, bu hayatta olduğunu unutma hali, adeta alev almış bir sayfaya kendini tamamen kaptıran sanatçıda görülür; mahvolmuş bir arazide, savaşmaktan çılgına dönmüş ve artık merhameti dahi geri çeviren askerde görülür.
Reklam
Bir ahmakla ahmaklığının arasına girmenin zaman kaybı olduğunu biliyordu; bu ahmakların sayısı iki ya da üç de olsa, işin gidişatı değişmezdi.
.... "Ölüm;hareketin sona ermesiydi. Ölüm, yaşayanların hayatından çıkıp gitmekti.."
Sayfa 108Kitabı okudu
Garip bir şekilde uyuşmuş hissediyordu. Sanki dövüldüğünü ta uzaklardan anlıyordu. Hissettiği son acı duygusu da onu terk etti. Vücuduna çarpan sopa darbelerini çok hafif algılasa da artık hiçbir şey hissetmiyordu. Bu artık onun vücudu değildi, sanki bedeni çok uzaktaydı.
"Sevgiyi, gerçek ve tutku dolu sevgiyi hayatında ilk defa tadıyordu."
Sayfa 100 - NoraKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.