Alışılmış listemin dışında yazarlarla tanışmak, farklı alemlere götürüyor beni..
Bu alemlerden bir tanesi de #nabizadenazım
Modern edebiyatımız da ilk eşcinselliği görünür kıldırmış yazarlardan biridir..
Duygularını açık sözlülük ve utangaçlık arasında dengesel sunuluşu ve sonucunun hep tatlılığa bağlanması etkiledi beni..
Tuttuğu günlüğünün içine karmakarışık ama bi o kadar da yalın aşkları ile gelir geçer benliğini hayata bağlamaya çalışmış bence..
Keyifli okumalar diliyor ve altını çizdiğim bir kaç cümlesini sizlere sunuyorum.
“ Sevgi görmekle, düşünmekle başlar. Birisini ama iradenin dışında aralıksız düşünmeye başladınız mı mutlaka biliniz ki onu seveceksiniz; eğer aşkım kahredici pençesinden kurtulmak isterseniz şu başlangıç halinde fikrinizi dünyadaki başka şeylerle işgale gayret ediniz yoksa sevginin esiri olup kalmak muhakkaktır.”
“Feda mı? Ne kadar uzak! Can ki hayat yani varlık manasındadır, nasıl terk olunabilir? İnsan hayattan ne kadar bıksa yine ondan mahrumiyete bir türlü izin veremez.
İnsanlık budur. İnsanı insan olarak tasvir etmek istersek böyle tasvir ederiz.
Aşk ise tabiidir. Tabiat terk olunmayınca aşk terk olunamaz, o halde canan da terk edilemez.
Mademizden aşk, can, canan terk olunmaz, sevmeli, hor görülmeli; fakat daima sevmeli.
İşte aşkın özü! İşte aşk insana böyle aşağılanmayı öğretir!”